Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/484 E. 2015/10288 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/484
KARAR NO : 2015/10288
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

MAHKEMESİ : İpsala Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/09/2014
NUMARASI : 2009/45-2014/190

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı H.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili müvekkiline trafik sigortalı davalı H.. A.. adına kayıtlı aracın, alkollü ve ehliyetsiz sürücü A.. Ö.. yönetiminde iken karıştığı kazada, araçta bulunan M. D.u’nun yaralandığını, sürücünün olayda tamamen kusurlu olduğunu, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğini, M. D.’nun sürekli maluliyeti sebebiyle 28.051,00 TL. tazminatın kendisine ödendiğini, davalılar hakkında icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı H.. A.. vekili, müvekkilinin aracını satılması için komisyoncuya bıraktığını, satış için vekalet verildiğini, komisyoncunun aracın mülkiyetini devretmediğini, mağdurun, sürücü ile arkadaş olduğunu, hatır taşımacılığı bulunduğunu, kendisinin de alkollü bulunduğunu, zararın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı A. O. Ö. hakkındaki davanın reddine, davalı H.. A.. hakkındaki davanın kabulü ile adı geçen davalının İpsala İcra Müdürlüğünün 2008/1389 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 28.051,00 TL. asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa ödeme tarihinden (28.04.2008) itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı H.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı H.. A.. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava….. poliçesine dayanılarak, itirazın iptali şeklinde açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkiline trafik sigortalı araçta bulunan ve kaza sonucu yaralanan M. D.’na ödenen sürekli işgörmezlik tazminatının, olayın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmesi sebebiyle davalılardan rücuen tazminini istemiştir.
Kazada yaralanan M. D. hakkında, Edirne Devlet Hastanesi Baştabipliği Sağlık Kurulundan alınan 22.01.2008 tarihli Sağlık Kurulu raporunda görme sistemi işlev bozukluğunun %20 olduğu belirtilmiş, davacı taraf bu orana göre yaralanan 3.kişiye tazminat ödemiştir. Yerleşik Yargıtay Uygulamasına göre; çalışmakta iken sakat kalan kişinin uğradığı maddi zararın hesaplanmasında, uğradığı sakatlık oranı değil, bu sakatlık nedeniyle ortaya çıkan iş göremezlik, diğer anlatımla çalışma ve kazanma gücündeki kayıp oranı esas alınmalıdır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık işlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit işlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda ATK’dan (3. Adli Tıp İhtisas Kurulu) mağdurun çalışma gücü kaybının tespiti için rapor istenmiş, ATK şahsın da hazır bulundurulmasını talep etmiş: davacı taraf mağdurun kendilerince bilinen adresini bildirmiş; mahkemece davalı tarafa, şahsı hazır etmesi hususunda kesin süre verilmiş, davalı tarafça şahıs hazır edilemeyince dosyadaki rapora göre tazminat hesabı yaptırılmıştır. Bu rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
Davalı işleten H.. A.. tarafından mağdur şahıs tanınmamaktadır. Diğer davalı A O. Ö., aracın
sürücüsü olup dosya ve hazırlık evrakı kapsamına göre mağdur ile arkadaş ise de; mağduru hazır etme yükümlülüğü davalılara yükletilemez. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, öncelikle mağdur M. D.’nun mernis adresi araştırılarak mümkünse şahsın temini ile tıbbi evraklarla birlikte ATK İhtisas Dairesi ya da Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümüne mevcutlu gönderilerek, şahsın temin edilememesi halinde dosyada bulunan tüm tıbbi evraklar değerlendirilerek evrak üzerinden olay tarihinde yürürlükte bulunan SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nde öngörülen kriterlere göre, işgöremezlik (maluliyet) oranı hususunda rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Dosya ve hazırlık evrakı kapsamına göre, davalı sürücü A.O. Ö,ile kazada yaralanan M, D, arkadaş olup birlikte alkol aldıktan sonra araçla dönerlerken kaza meydana gelmiştir. Davalı H.. A.. vekili, mağdurun hatır için taşındığını, sürücünün ve mağdurun alkollü olduklarını, mağdurun sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiğini, bu nedenle tazminattan hatır taşıması indirimi ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece bu savunma üzerinde durulmamış, bu hususta inceleme yapılmamış ve her hangi bir indirim yapılmadan tazminata hükmedilmiştir.
Öğretide hatır taşıması konusunda bir kavram birliği olmadığı gözlemlenmekte, ancak “hatır için için ücretsiz taşıma” ve “aracı hatır için ücretsiz kullandırma” tanımlamalarının benimsendiği görülmektedir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 Sayılı BK’nun 43. maddesi (6098 Sayılı TBK 51.madde) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihadlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından söz etmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararı söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Hakim, tazminattan mutlaka belli bir oranda indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Mahkemece, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması B.K. 43. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağının
karar yerinde tartışılması, yine mağdur Mehmet’in kendisi de alkollü olduğu halde, sürücü A.Onur Özkan’ın alkollü olduğunu bilerek araca binmesinin, BK. 44.maddesi uyarınca müterafik kusur olup olmadığı, bu nedenle de tazminattan indirim
yapılıp yapılmayacağı hususunun değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı H.. A.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı H.. A.. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı lehine BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı H.. A..’a geri verilmesine 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.