Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/4809 E. 2015/12468 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4809
KARAR NO : 2015/12468
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davalının işleteni ve sürücüsü olduğu aracın neden olduğu çift taraflı trafik kazasında müvekkiline ait aracın hasarlandığını, hasar sebebiyle araçta değer kaybı meydana geldiğini, tamir süresince kazanç kaybına uğradıklarını, zararın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; araçta kazanç ve değer kaybına neden olacak şekilde hasar olmadığını ve talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının iptaline, takip miktarı üzerinden takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, 298/2. maddesinde ise gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda mahkemece kısa kararın tefhim edildiği 13.11.2014 tarihli celsede kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmiştir. Gerekçeli kararda ise davalı lehine vekalet ücretine dair herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Bu haliyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında uyumsuzluk bulunduğundan 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Kabule göre de; davalı aleyhine başlatılan icra takibinde 2.000,00 TL değer kaybı, 225,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 2.225,00 TL asıl alacak talep edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 11.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda ise araç mahrumiyeti nedeniyle kazanç kaybı olmayacağı tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece, asıl alacak yönünden 2.000,00 TL değer kaybı üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken tamamı üzerinden takibin devamına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde hükmü temyiz eden davalıya geri verilmesine, 19.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.