Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/4728 E. 2015/8850 K. 18.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4728
KARAR NO : 2015/8850
KARAR TARİHİ : 18.06.2015

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi vekili, Kadıköy 7.İcra Müdürlüğünün 2009/14131 sayılı takip dosyasından 27.07.2009 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını, ispat yükünün alacaklıda olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçluya noter aracılığıyla çoklu ihtarnamenin haciz adresinde tebliğ edildiğini, borçlu şirkete ait bir başka adreste de bir başka takip nedeniyle haciz işlemi uygulandığını, dava kosunu haczin yapıldığı adres ile diğer haciz işlemlerinin uygulandığı adreslerin davalı borçlu tarafından işletildiğine dair internet ropörtajları ve ilanları bulunduğunu, borçlunun hem davacı 3.kişi şirkette, hemde diğer takip dosyasının borçlusu olan dava dışı … Tur.İşl.Ltd.Şti’nde ortak olduğunu, aralarında organik bağ ve muazaalı ilişki bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece borçlunun davacı şirketteki hisselerini 09.04.2007 tarihinde devir ettiği, mahcuzların davacı 3.kişi şirket defterlerinde kayıtlı olduğu, mahalde borçluya ait herhangi bir belge bulunamadığı, mülkiyet karinesinin 3.kişi yararına olduğu, aksinin davalı alacaklı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nin 96 vd. maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Haciz, 27.7.2009 arihinde borçluya ödeme emri tebliğ edilen, takip talebinde yazılı olan adreste yapılmıştır. Bu adres alacaklı banka ile imzalanan kredi sözleşmelerinde belirtilen adres olup,aynı adreste borçluya noter aracılığıyle ihtarname de tebliğ edilmiştir. Bu halde İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi, borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karine aksinin davacı 3.kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. Takip borçlusu …, davacı şirketin eski ortağı olmakla birlikte davacı şirket ile borçlunun ortağı olduğu dava dışı Kharon Ltd.Şti’nin ortaklarının kısmen aynı kişilerden oluştuğu, borçlunun ortağı olduğu bu iki şirketin aynı marka, (cholatte cafe) üzerinden ticari faaliyet gösterdikleri borçlunun Habertürk Gazetesinin internet sitesinde yayınlanan 11.01.2011 tarihli röportajından anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının dayandığı faturaların davacıya ait ticari defterlerde kayıtlı olduğu gerekçe gösterilerek dava kabul edilmiş ise de anılan ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, dayanan kişi lehine kesin delil olamayacağı, 2002, 2005, 2007 yıllarına ait faturalardaki malların cins ve miktarları belirtilmeden tek toplam halinde 2008 yılına devir edilmesi sebebiyle malların ayırımlarının yapılamadığı bir kısım mallara ait faturalara da rastlanılmadığı, bir kısmının ise defterlerde kayıtlı olduğu rapor içeriği ile sabittir.
Bu durumda davacı 3.kişinin mülkiyet karinesi aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispat ettiğinden söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerde kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 18/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.