Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/4043 E. 2015/12611 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4043
KARAR NO : 2015/12611
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2010/342-2013/99

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı A. Sigorta AŞ vekili ve dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, küçük Y.. B..’a çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek ıslahla birlikte 8.737,17 TL tedavi gideri ile 80.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 3.494,86 TL tedavi giderinin taleple bağlı kalınarak ödeme tarihi olan 26.05.2010 Tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan (davalı A.. Ş.. bakımından dava tarihi olan 28.06.2010 tarihinden itibaren ve sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000.00 TL manevi tazminatın davalılar Ö.. S.. İle Z.. T.. mirasçıları olan B.Taydaş ile L.. E..’den müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı sigorta şirketine yönelik manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı A. Sigorta AŞ vekili ve dahili davalılar B.. T.. ve L.. E.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, dahili davalılar B.. T.. ve L.. E.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, yaralanmanın niteliği ve kusur oranları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde biraz daha az manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
3-Davalı A.. Ş.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1.maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir.
Karayolları Trafik Kanununa göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır ,Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, 2918 sayılı Yasanın 98.maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk bu kanunun yürürlük tarihinden önceki kazalarda dahil olmak üzere “S.G. K.’na” geçtiğinden eldeki davada tedavi giderleri yönünden yasal hasımın “S. G.k K.” olması gerekir.
Bu durumda mahkemece, yargılama sırasında yasal hasım haline gelen Sosyal Güvenlik Kurumu’nun davaya dahil edilerek 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında bulunan tedavi giderleri (üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri) yönünden sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, dahili davalılar B.. T.. ve L.. E.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan
nedenlerle dahili davalılar B.. T.. ve L.. E.. vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A.. Ş.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar A.. Ş.., B.. T.. ve L.. E..’e geri verilmesine 23/11/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.