Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/3478 E. 2017/5802 K. 23.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3478
KARAR NO : 2017/5802
KARAR TARİHİ : 23.05.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı borçlu … … Yapı İnş. San ve Tic. Ltd. Şti vekili ve dahili davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı … … Yapı İnş. San ve Tic. Ltd. Şti hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile taşınmazını önce şirket ortaklarından Bahrem’in eşi davalı …’ye onun da diğer davalı …’ya devrettiğinden, bu devirlere ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu şirket vekili, dava konusu takibin kesinleşmediğini mal kaçırma amacının söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin davalı …’ye yaptığı bir satış olmadığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili, müvekkili ile borçlu şirket arasında taşınmaz alım satımı olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, borçlu ile müvekkilinin bir ilgisi olmadığı, yatırım amaçlı olarak taşınmazı aldığını, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; borçlu şirketin aciz halinde bulunduğu, alacağın iptali istenilen 12/10/2012 tarihli tasarruftan önce doğduğu, borçlu şirketin temsilcisi olan dava dışı …’in dava konusu taşınmaz üzerindeki şirkete ait hisselerin bir kısmının 25/11/2010 tarihinde önce oğlu …’e devrettiği, …’e devredilen paydan dava konusu olan 16143/344800 payın …’e vekaleten … annesi – … eşi davalı … …’e 30/03/2011 tarihinde tapuda satış gösterilmek suretiyle devredildiği, davalı … …
Nazem’in de davanın açıldığı 21/09/2012 tarihinden sonra 12/12/2012 tarihinde oğlu … devraldığı 16143/344800 payı dahili davalı …’a devrettiği, dahili davalı …’un davalı … …’e 06/12/2010 tarihli vekaletname ile gerek gayrimenkul alımı ve gerekse gayrimenkul satımı konusunda vekil olarak tayin ettiği, bu vekaletnameye rağmen dahili davalıya yapılan hiçbir satışta davalı … …’in vekil olarak dahili davalıyı temsil etmediği, … tarafından dahili davalıya 28/12/2010 ve 06/06/2011 tarihlerinde yapılan pay devirlerinden sonra dahili davalı … tarafından 23/02/2012 tarihinde arsa sahipleri sıfatıyla bu davanın davacısı Satılmış Korkmaz ve dava dışı … aleyhinde … … 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin (… 6.As.Huk.Mah.) 2012/28 esasında 23/02/2012 tarihinde davalı arsa sahiplerinin kat irtifakı kurulmasına yanaşmamaları nedeniyle zarara uğradığına ilişkin açtığı tazminat davasının 02/10/2012 tarihinde karara bağlanmasına rağmen dahili davalının davalı … …’den davaya konu 16143/344800 payı devraldığı birlikte değerlendirildiğinde, dahili davalının borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bildiği ve diğer davalılarla el birliği içinde davalı alacaklıya zarar vermek kastıyla hareket ettiğinin anlaşıldığı, ayrıca, davaya konu payın tasarruf tarihindeki keşfen belirlenen rayiç değeri ile tapuda gösterilen satış bedeli arasında fahiş farkın varlığı bilirkişi raporuyla sabit olduğu, dahili davalı …’un taşınmazın gerçek değerini ödediğini yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlayamadığı ve İİK.nun 278/1 ve 280/1. maddelerinde yazılı iptal koşullarının tümünün somut olayda gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulü ile davalı … …’in 16143/344800 payı ile ilgili olarak adı geçen davalı tarafından davalı …’a 12/10/2012 tarihinde yapılan 17992 yevmiye nolu tasarrufun iptaline karar vermiş; hüküm, davalı borçlu … … Yapı İnş. San ve Tic. Ltd. Şti ve dahili davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
… ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve
dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK’nun 282.maddesine göre ise tasarrufun iptali davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Bu kişiler zorunlu dava arkadaşıdır.
HMK’nun 26.maddesine göre, hakim tarafların talip sonuçları bağlıdır, ondan fazlasına veya başkasına karar veremez. HMK’nun 31.maddesinde ise hakimin uyuşmazlaığın aydınlatılmasını zorunl kaldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflaradan açıklama yapılmasını isteyebilir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinin açıklamalar bölümünde 06.06.2011 tarih 10167 yevmiye nolu satış, 25.11.2010 tarih 17799 yevmiye nolu satış ve 28.12.2010 tarih 198855 yevmiye nolu satışların, 25.11.2010 tarih 17799 yevmiye nolu satış iptalini istemiş, sonuç bölümünde ise 30.03.2011 tarih 5633 yevmiye nolu satışın iptalini talep etmiştir. Mahkeme ise 12.10.2012 tarih 17992 yevmiye ile davalı … tarafından davalı …’ya yapılan satışın iptalinine karar verilmiştir. 06.06.2011 tarih 10167 yevmiye nolu satış, borçlu şirket ile davalı … arasında, 25.11.2010 tarih 17799 yevmiye nolu satış borçlu ile … arasında, 28.12.2010 tarih 198855 yevmiye nolu satış borçlu şirket ile dava dışı … arasında, 30.03.2011 tarih 5633 … … tarafından hissenin bir kısmını davalı …’ye bir kısmını ise dava dışı … ve Kamuran … devretmiştir. Hüküm altına alınan 12.10.2012 tarih 17992 yevmiye nalu satışta ise davalı … 16143/344800 hissesini dava dışı Serhat 2639/172400 hissesini davalı …’ya devretmiştir. Bu satışların bir kısmında davalı … satıcı veya alıcının temsilcisi sıfatı ile hareket etmiştir.
Mahkemece, tasarrufun iptaline karar verilirken borçlunun ilk yaptığı tasarrufun tarih ve tarafları ile buna göre devir gören silsile dikkate alınmak suretiyle taraf teşekkülü sağlanmalı ve iptal bu silsile içinde yapılmalıdır. Davacı tarafından iptali istenilen 30.03.2011 tarihli satışın da, iptaline karar verilen 12.10.2012 tarihli satışın da satıcı tarafı borçlu değildir. Bu satışların iptali için öncelikle bu satış dayanağını oluşturan borçlunun ilk tasarrufunun tesbiti gerekmektedir.
Yapılacak iş, dava dilekçesinde bir çok satıştan bahseden ve iptali gerektiğini belirten davacı tarafa iptali
istenilen tasarrufun hangisi olduğunu, bu tasarrufun borçlu tarafından yapılan ilk tasarruf olması ve buna göre satış silsilesinin de devam etmesi gerektiği belirtilip talep konusu netleştirildikten sonra borçlu ile tasarrufta bulunan şahıslar davalı değil ise davaya dahil edilmesi ve diğer dava koşullarının buna göre belirlenerek sonuçlanması gerekmektedir.
Diğer yandan, dava ön koşulu olan borçlunun aciz halinin de dava dosyasında netleşmemiştir.Temyiz aşamasında sunulan aciz belgesi bu davanın dayanağı takip dosyasına ilişkin olmadığı gibi … dosyasında 06.04.2012 tarihli haczin takip ve ödeme emrinin tebliğ adresinden farklı olduğundan, öncelikle borçlunun bu adreslerde yapılmış haczi olup olmadığı, İİK’nun 105.madde kapsamında bir haciz tututağı olup olmadığı veya bu dosyadan alınmış bir aciz belgesinin varlığı araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, talep sonucu netleşmeden ve talepten başka şeye karar verecek şekilde, taraf teşekkülü ve dava ön koşulları değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı borçlu … … Yapı İnş. San ve Tic. Ltd. Şti ve dahili davalı … vekillerinin temiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı borçlu ve davalı …’a geri verilmesine 24.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.