Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/3401 E. 2016/11327 K. 08.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3401
KARAR NO : 2016/11327
KARAR TARİHİ : 08.12.2016

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … ve … vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, kendisinde ağır derecede yaralanma meydana geldiğini, ayağının bileğinden kesilmek zorunda kaldığını, müvekkilinin olay sonrası bu durumu kabullenemediğini, kazanın olduğu günden bu yana sürekli ağrıları olduğunu ve ağrı kesiciler aldığını, kendisine devamlı kan verildiğini, ayağının kesilmesinden sonra da devamlı olarak kendisine morfin yapıldığını, kazazede müvekkilinin …’nun 50 yaşında, ….Öğr.mezunu olduğunu, kendisine ait … Elektronik Mühendislik San.ve Tic.Ltd.Şti adında bir firması bulunduğunu, bu firması ile gerek kendisi bizzat çalıştığını, gerekse dönem dönem yardımcı elemanlarından faydalanarak her türlü elektrik işi yaptığını, müvekkilinin aylık 4000-TL geliri bulunduğunu, müvekkilleri tarafından bu güne kadar 5000-TL tedavi gideri yaptığını ve davalılardan tazminini talep ettiğini, müvekkilinin ayağının kesilmesi sebebiyle bundan sonra her ihtiyacını kendisinin karşılayamayacağını, bakıma ihtiyacı olacağını ve bu nedenle müvekkilinin uğrayacağı zararın tazminini talep ettiğini, çalışma gücünün kaybından dolayı zarara uğradığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 50.000-TL; çocukları … ve … 5000’er TL olmak üzere 10000-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan tahsiline; davacı … için 5000-TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini 101.783,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … Turizm ve Seyahat Acentesi Ltd.Şti vekili davanın müvekkil şirket yönünden husumetten reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılar … ve … vekili; müvekkili davalı … davacı …’nun yola aniden fırladığını, meydana gelen kazada kendisinin hiç bir kusur ve kastının bulunmadığını, kazanın tamamen yaya davacı …’nun dikkatsiz bir şekilde yola fırlaması sonucunda meydana geldiğini belirterek davanın redini savunmuştur.
Davalı …Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda kişi başına azami 80.000-TL ile sınırlı olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; Davalılardan …i Ltd.Şti’ye karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine, maddi tazminat talebinin kabulü ile 101.783,-TL’nin davalılardan … ile …’den olay tarihinden, davalı … şirketinden sigorta limiti ile sınırlı olacak şekilde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak, davacı …’na verilmesine, Manevi tazminat talebi yönüyle davacıların davasının kısmen kabulü ile; davacı … için 40.000-TL, davacı … ve….’nin her biri için ayrı ayrı 2.500-TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve…’dan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacılara verilmesine,fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; davalı … ve … vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … ve … vekili ile davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile tedavi gideri isteminden ibarettir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, kaza tarihi, kusur durumu ve diğer hususlar gözetildiğinde davacılar yararına takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüştür. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılarak hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3- Dosya kapsamına göre davacı …, bir elekrik firmasının müdürü ve ortağı olduğunu beyan etmiş, … . tarafından hazırlanan ve hükme esas alınan 03.04.2014 tarihli aktüer raporunda, dosya kapsamında bulunan … Ticaret Odasının 23.07.2012 taraihli cevabi yazısına göre 2007 yılında bir şirket müdürünün ortalama asgari ücretin 2 katı gelir elde ettğinin bildirilmiş olmasına göre davacı…’in aylık asgari ücretin 2 katı düzeyinde gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak Mahkemece, davacının … kayıtları getirtilmeden,müdürü yada oratağı olduğu şirketten kaza tarihi ve öncesine ait bodroları getirtilmeden karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Mahkemece, davacı …’in geliri hususunda gerekli ve yeterli araştırma yapılmadan ve yeterli olmayan belgelere göre varsayımsal olarak belirlenen gelir üzerinden yapılan hesaba göre karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozma nedeni yapılmıştır.
4-İş göremezlik zararının hesabında davacının gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel
yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Somut olayda hükme esas alınan 03.04.2014 tarihli aktüer raporunda, aktif, pasif dönem ayrımı yapılmasına rağmen, pasif dönemde aktif dönemde elde edildiği kabul edilen gelir üzerinden(asgari ücretin 2 katı) %10 artırım-inirim yapılarak pasif dönemin sonuna kadar bu şekilde hesaba devam edilmesi hatalı olduğu gibi, iş göremezlik zararı ve tedavi gideri yönünden ayrı ayrı kusur tenzili yapılması gerekirken farklı özellik arz eden iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderleri toplamı üzerinden kusur tenzili de hatalı olmuştur. Mahkemece aktüer hesaplama yöntemine aykırı, yeterli ve denetime elverişli olamayan rapora göre karar verilmesi hatalı olmuştur.
5-Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin … tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı … için yapılan tedavi giderlerinin tümü faturalı( belgeli)olup bu durumda 6111 sayılı yasaya göre tedavi giderlerinin tümünden dava dışı … sorumlu olduğundan, Mahkemece, öncelikle 6111 sayılı yasa gereğince …’nun davaya dahil edilmesi ve belgeli olduğu anlaşılan tedavi giderlerinin tümünden …’nın sorumlu olduğu gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
6-Dosya kapsamına göre, davacılar vekili, dava dilekçesinin içeriğine göre davalı … şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olarak maddi tazminat talep etmiş olup sınırladığı şekilde davalı … şirketinden manevi tazminat talep etmemiştir.Öte yandan Mahkeme de davalı … şirketi aleyhine manevi tazminat hükmü kurmamıştır. Buna rağmen Mahkmece, manevi tazminat yönünden, davacılar lehine, diğer davalılarla birlikte davalı … şirketi aleyhine 5.250,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … ve … vekili ile davalı … vekilin sair temyiz itirazlarının reddine;(2, 3 ve 4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (5 ve 6) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … ve … ile davalı …’ye geri verilmesine 08.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.