Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/3126 E. 2015/11421 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3126
KARAR NO : 2015/11421
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2014
NUMARASI : 2014/112-2014/530

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkiline sigortalı olan ve davalı tarafından sigorta ettirilen …..plakalı araç ile …. plakalı aracın 18/07/2012 tarihinde çarpıştığını, …..plakalı aracın kimliği belirlenemeyen sürücüsünün olay yerini terk ettiğini, ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle …… plakalı araç malikine hasar bedeli ödediğini, hasar bedelinin tazmini için davalı hakkında İstanbul 37. İcra Müdürlüğü’nün 2013/13657 sayılı icra takip dosyasında icra takibi yaptıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu davalının işleten sıfatı ile sorumlu olduğunu itirazın haksız ve yersiz olduğunu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının iddiasının haksız ve yersiz olduğunu, anılan araç ile trafik kazasına karıştığının doğru olduğunu, kazanın olmasında kusurlu olduğunun alenen ortada olduğunu, kaza esnasında araçta ailesi ve çocuklarının mevcut olduğunu, alkollü olmadığını, aracının tüm evraklarının tamam olup trafik poliçesinin mevcut olduğunu lakin aracına ait olan sigorta şirketinin kazaya karıştığı aracın yabancı plakalı oluşu nedeniyle ödeme yapmadığını beyan ettiklerini, zorunlu trafik sigorta şirketinin hasarı ödemesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan, sigortacının tazmin ettiği 3.kişi zararının sigorta ettirenden rücuen tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.870,00 TL’na çıkarılmıştır. Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davanın reddine karar verilen kısmı kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. Daire’nin yerleşmiş uygulamalarına göre; Genel Şartların bu maddesinde “tam kusur” dan değil, “kasıt” veya “ağır kusur”’dan söz edilmekte olup, ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmektedir. İlgili madde de tam kusurdan değil kasıt veya ağır kusurdan söz edilmektedir.
Somut olay değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Ağır kusur kavramı bir özel hukuk kavramı olup, kasıtlı olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade eder. Dava konusu olayda ise sigortalı araç sürücüsü kırmızı ışıkta geçmesi ve olay yerini terketmesinden dolayı %100 kusurlu olmakla, ağır kusurlu olmadığının kabulü gerekir. Olayda ağır kusur oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde rücu şartının gerçekleştiği düşüncesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin mahkeme hükmünün temyiz edilen kısım için kesin olması nedeniyle reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 02/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.