Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/2899 E. 2017/8722 K. 09.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2899
KARAR NO : 2017/8722
KARAR TARİHİ : 09.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının idaresindeki aracıyla, davacıların eşi/ babası/ çocuğu/ kardeşi olan …’in idaresindeki araca çarpması sonucu ölümlü kaza meydana geldiğini, davalının kazada tam kusurlu olduğunu, davacıların ölüm olayı nedeniyle manevi zarara uğradıklarını belirterek toplam 150.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, yeterli işaretleme olmayan yolda gerçekleşen kazada davalının kusuru olmadığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı … için 8.000,00 TL, davacı …, … ve … için 6.000,00’er TL, diğer davacılar için 3.000,00’er TL. olmak üzere toplam 38.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 22.06.2002’den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, ceza yargılaması kapsamında alınan, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen, birbiriyle uyumlu uzman bilirkişi raporlarındaki kusur belirlemesinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; ayrıca, davacı kardeşler için manevi tazminatın takdirinde TBK’nun 56. maddesindeki (eski BK md. 47) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı taraf dava dilekçesinde, talep edilen tazminatlar için kaza tarihinden yasal faiz işletilmesini talep etmiş; mahkemece de bu talep uygun bulunarak kaza tarihinden yasal faize hükmedilmiş; ancak yapılan maddi hata neticesinde, 22.06.2012 olan kaza tarihinin 22.06.2002 olarak hüküm fıkrasına yazılması doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendindeki “22.06.2002” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “22.06.2012” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 9.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.