Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/2314 E. 2017/3316 K. 28.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2314
KARAR NO : 2017/3316
KARAR TARİHİ : 28.03.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı … hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile taşınmazını 27.12.2012 tarihinde davalı …’ye onun da 11.01.2013 tarihinde diğer davalı …’ye devrettiğinden, bu devirlere ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin tapuya güven ilkesi gereği iyiniyetle iktisap ettiğini ve muvazaa iddasının ispatlanmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı …, kendisine ait taşınmazı satıp dava konusu taşınmazı satın aldığını davacı ve borçlu arasındaki alacak verecek ilişkisinden haberi olmadığını belirtmiştir.
Davalı …, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davalı …’nin kötü niyeti ispatlanmadığından onun hakkındaki davanın reddine, davalı … yönünden ise ivazlar arasında fahiş fark olduğundan bahisle davanın kabulü ile taşınmazı elinden çıkardığından 128.500 TL bedelin anılan davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
Somut olayda, aciz halinde olduğu belgelenen borçlu tarafından borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmaz 27.12.2012 tarihinde davalı …’ye 31.000,00 TL bedel ile satılmıştır. Taşınmazın gerçek değeri 125.000,00 TL olarak belirlendiğinden ivazlar arasındaki fahiş fark nedeni ile İİK’nun 278/3-2 maddesi gereğince yapılan tasarruf bağış niteliğinde olup iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı … taşınmazı 11.01.2013 tarihinde davalı …’ye satmıştır. Dördüncü kişi konumundaki … yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp kötü niyetinin ispatlanmış olması gerekir.
Davalı … vekili, 26.12.2013 havale tarihli dilekçesinde, müvekkilinin birikimi ile ev almak istediğini bazı emlakcılar ile görüştüğünü ve haber bıraktığını bir müddet sonra Mustafa
Güneylioğlu isimli emlakçının müvekkiline satılık ev olduğunu fiyatının uygun olduğunu söylediğini ve davalı … ile tanıştırıp pazarlık yapıldığını, müvekkilinin borçluyu tanımadığını davalı …’yi de bu satış nedeni ile tanıdığını belirtmiştir…. ise evde tadilat yaptığını belirtmiştir.
Tanık olarak dinlenen … ise ifadesinde, dava konusu taşınmazın öncesinde davalı …’nin eşi…’ya ait olduğunu borçlunun kredi çekmesi için ona devrettiğini daha sonra borçlu….’ın taşınmazı…’ye devrettiğini,… ve eşinin piyasaya borcu olduğundan evi satmak istediğini kendisine söylediklerini müşteri bulmasını istediklerini daha sonra evi davalı …’ye sattıklarını söylediklerini alan kişinin tadilat yaptığını ve evde…’nin oturduğunu belirtmiştir. Diğer tanıklarda evde…’nin oturduğunu teyid etmişlerdir.
Davalı … vekilinin açıklamaları ile tanık … beyanı arasındaki çelişkili yönler, taşınmazda halen davalı …’nin oturmasına rağmen bu konuda davalı dördüncü kişi tarafından yapılmış bir açıklamanın olmaması dikkate alınarak ifadelerdeki çelişkilerin giderildikten sonra ve davalı … ile… arasında gerçek bir satışın olup olmadığı da göz önünde bulundurularak, davalı dördüncü kişi….’nin kötü niyetinin yeniden değerlendirilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 28/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.