Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/2076 E. 2017/8171 K. 26.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2076
KARAR NO : 2017/8171
KARAR TARİHİ : 26.09.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’in … plakalı araç ile seyir halinde iken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, aracın davalı … şirketine 22.05.2010 başlangıç tarihli 1 yıl süreli … poliçe numarası ile sigortalı olduğunu, müvekkillerinin eş ve babalarını kaybettiğini belirterek fazlaya dair haklarının saklı tutulmak kaydı ile müvekkilinin eşi için 20.000,00 TL, çocukları için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000.00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini toplam 137.069,27 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı … için açılan davanın kabulü ile, toplam 126.194,36 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,davacı … için talebin kısmen kabulü ile, 10.874,91 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında desteğin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması,genel kabule göre aktif devrenin 60 yaş sonunda hitama ereceğinin kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Somut olayda, pasif dönem başlama yaşı olarak 65 yaşın esas alınması ve buna göre hesaplama yapılması hatalıdır. Bu nedenlerle,pasif dönemin 60 yaş itibarı ile başlayacağı gözetilerek, rapor düzenleyen aktüerya uzmanından ek rapor alındıktan sonra, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
3-Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında, destek paylarının doğru belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı eş ve çocuk, destekleri …’in 07.04.2011 tarihinde davalıya … poliçesi ile sigortalı olan aracın sürücüsü iken, aracın tek taraflı kaza yapması sonucunda vefatı nedeniyle tazminat talebinde bulunmaktadırlar.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda destek payları belirlenirken desteğe %40, davacı eş …’ye %45 (ve davacı çocuk …’ya %15) pay ayırmak suretiyle hesaplama yapılmış ise de;Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre evli ve bir çocuklu iken vefat eden desteğe 2 pay,Eşe 2 pay, çocuğa 1 pay verilmek suretiyle böylece desteğe %40 pay, eşe %40 pay ayrılacak şekilde hesaplama yapılması gerekirken, Dairenin yerleşik uygulamasına aykırı şekilde ve özellikle desteğin payının davacı eşe ayrılan paydan daha az kabulü ile hesaplama yapılmış olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece …’dan davacılara rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığı sorularak, davacılara kurum tarafından bağlanan rücuya tabi gelir olduğunun bildirilmesi halinde rücuya tabi gelirin mahsubu yoluyla tazminat hesaplaması yapılması gerekirken, bunun yapılmamış olması da isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26.9.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.