YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19338
KARAR NO : 2016/4730
KARAR TARİHİ : 13.04.2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, emtia nakli poliçesiyle … Ltd. Şti’nin emtiasının davacı tarafından sigortalandığını, davalıların emtianın nakli sırasında meydana gelen trafik kazasında emtiaların hasar gördüğünü, müvekkilinin hasar bedelini sigortalıya ödediğini, TTK’nin 1472. maddesine göre sigortalısının halefi olarak 62.356,00 TL’nin 06.11.2012 ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar vekilleri, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; sigorta poliçesinin 02.05.2012 tarih ve 10:14 saatinde, kazanın ise 02.05.2012 tarih ve 05:40 saatinde düzenlendiği, sigorta poliçenin kazadan sonra ve dava dışı sigortalı şirket kazayı öğrendikten sonra yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, emtia nakliye sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
TTK’nin 1282. ve 1295. maddeleri uyarınca sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için priminin tamamının veya ilk taksitinin ödenmiş olması gerekmektedir.
Mahkemece sigorta poliçenin rizikodan (kazadan) sonra düzenlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı dava dışı sigortalı ile arasında nakliye emtia sigortası bakımından düzenlenmiş sigorta sözleşmesi bulunduğunu, ilk primini tahsil ettiğini, dava konusu taşımaya ilişkin poliçenin kazadan sonra düzenlenmiş olması rizikonun sigorta teminatı dışında olduğunu göstermeyeceğini,
iddia ederek buna ilişkin ticari evrak ve kayıtlarını delil olarak ileri sürmüştür. Sigorta sözleşmesinin kurulması için (icap-kabul) tarafların iradelerinin birleşmesi kafidir. Sigorta poliçesi, sözleşmenin kurulması için sıhhat şartı olmayıp ancak sözleşmenin aktedildiğini ve muhtevasını ispata yarayan bir belgedir. T.T.K hükümlerine göre kural olarak sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidin ödendiği tarihten itibaren başlar.
Bu durumda mahkemece, davacının ticari defter ve kayıtları incelenmek sureti ile konusunda uzman mali müşavir ve sigorta uzmanı bilirkişi heyetinden rapor almak sureti ile davacının poliçeyi ilişkin ilk prim taksiti tahsilini riziko gerçekleşmeden önce tahsil edip etmediğinin incelenip değerlendirilmeden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Diğer yandan davacının dava dışı sigortalıdan aldığı alacağın temlikini içeren “ibraname” nedeniyle ileri sürdüğü alacağın temliki hükümlerine göre davacının tazminat talebi değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.