Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/19337 E. 2018/11809 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19337
KARAR NO : 2018/11809
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 04.12.2018 Salı günü davacılar vekili Av … geldi. Davalılar taraftan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.

– K A R A R –

Davacılar vekili, davalı …Ş’ye trafik sigortalı(ZMSS), davalı …’nin maliki olduğu ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç 07.12.2009 tarihinde davacılardan Zekiye’nin eşi, diğer davacıların babası yaya …’a tam kusurlu çarparak önce yaralanmasına daha sonra ölümüne sebep olduğunu belirterek eş davacı … için 10.000,00 TL manevi diğer davacı çocukların her biri için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07.12.2009 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiz ile birlikte davalı … Baran ile davalı …’den, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili
… için 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 07.12.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile maddi talebini artırmıştır.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesi ile diğer davalılar aşamalardaki beyanı ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın davalı … yönünden reddine, davacı …’un maddi tazminat talebinin davalılar … ve Euro Sigorta A.Ş yönünden kısmen kabulü ile 30.809,05 TL destekten yoksun kalma tazminatının 07/12/2009 tarihinden itibaren davalı … açısından poliçe limiti olan 150.000,00 TL sınırlı olmak üzere işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı eş … için 5.000,00 TL manevi tazminatın, davacı çocuklarının her biri için 2.500,00 TL manevi tazminatın 07/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılar verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu” başlıklı 85/1. maddesinde “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan bu düzenleme ile, zarara sebep olan motorlu araçtan dolayı, araç maliki, ünvanı altında ya da kestiği biletle aracın işletilmesini temin eden 3. kişi zarardan müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı
görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesindeki düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Somut olayda ise; her ne kadar mahkemece taraf ve tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile davalı …’in araç kayıt maliki olmasına rağmen kazaya karışan aracı diğer davalıya geçici kullanım için verdiği bu şekilde işleten sıfatının bulunmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş ise de aracın davalı …’e geçici kullanım için verildiğine dair davalı …’in soyut iddiası dışında delil bulunmadığı gibi, davalı …’in araç üzerindeki işletenliğini kaldıran bir durum da söz konusu değildir.
Davaya konu kazayı yapan aracın kayıt maliki davalı … olup, bu araç zarara sebep olmuştur. Bu durum karşısında, KTK’nun 85/1. maddesindeki müteselsil sorumluluk, davalı araç maliki yönünden cari olup davalı araç maliki …’nin de zarardan sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 05/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.