Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/19319 E. 2018/11744 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19319
KARAR NO : 2018/11744
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 04.12.2018 Salı günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-

Davacılar vekili, 17/10/2010 tarihinde davacı …’ün maliki ve sürücüsü olduğu aracı ile davalı … adına kayıtlı ve davalı … yönetimindeki aracın çarpışması şeklinde gerçekleşen maddi hasarlı ve yaralamalı kaza nedeniyle aracın pert olmasından kaynaklı 1.500,00 TL, davacıların yaralanmalarından kanaklı davacı … için 20.000,00 TL ve Yılmaz için 10.000,00 TL manevi tazminat, iş ve güçten mahrum kalma sebebiyle davacı … için 1.000,00 TL ve Yılmaz için 1.500,00 TL olmak üzere toplam 34.000,00 TL alacağın faizi ile ayrıca davacıların sabit iz yok edilmesi için yapacakları operasyon giderlerinin yine tedavi masraf ve giderlerinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı … yönünden 700,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın, davacı … yönünden 1.500,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya
ilişkin ve sair taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Temyiz talebinde bulunan davalı … vekilinin temyiz dilekçesinden sonra verilen dilekçede temyiz isteğinden feragat ettiklerini bildirmiştir. Av. … ‘in vekaletnamesinde temyizden feragate yetkili olduğu da anlaşıldığından temyiz isteminin feragat nedeniyle reddi gerekmiştir.
2-6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2015 yılı için 2.080,00 TL’dir.
Temyize konu davacı … yönünden hükmedilen 700,00 TL maddi tazminat ve davacı … yönünden 1.500,00 TL maddi tazminat davalılar yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı … vekilinin davacılar Özlem ve Yılmaz lehine hükmedilen maddi tazminatlara dair temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 184. maddesi gereğince “Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri incelendikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir.”
Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” Aynı Yasanın 186.maddesi hükmüne göre “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede; belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.”
Somut olayda; 18.09.2015 tarihli duruşmaya davalılar vekili gerekçeli mazeret dilekçesi vermiş ve duruşmaya katılamayacağını bildirmiştir. Mahkemece davalılar vekilinin mazeret dilekçesinin reddine karar verilerek, aynı tarihli duruşmada sözlü yargılama için duruşma gün ve saati tayin etmeksizin davalılar vekilinin yokluğunda, karar hazır olan davacılar vekiline tefhim edilmiş ancak HMK’nın 184 ve 186. maddeleri gözetilmeden hüküm tesis edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, HMK’nun 184’nun ve 186. madde hükümleri de gözönüne alınarak işlem yapılması gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca; ATK tarafından düzenlenen maluliyet raporlarının 24.06.2015 tarihli celsede dönüşünün beklenmesine ve geldiğinde taraflara tebliğine karar verilmiş, …’e ait rapor 25.06.2015’de ve …’e ait rapor ise 01.07.2015’de dosya arasına girmekle …’e ait rapor 04.07.2015 tarihinde davalılar vekiline tebliğ edilmesine rağmen …’e ait raporun davalılara tebliğ edildiğine dair tebligat parçasına dosya arasında rastlanmamıştır.
1982 T.C. Anayasası’nın 26. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27.maddesi uyarınca, taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Yine HMK’nın 280. maddesi hükmüne göre “bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.” Bilirkişi rapor örneğinin taraflarca okunup değerlendirilebilmesi, varsa itirazlarını dile getirebilmeleri ya da belirsizlik gösteren hususlar hakkında açıklama yapılmasını temin amacıyla veya yeni bilirkişi incelemesini talep edebilmeleri için taraflara tebliğ edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür.
Somut olayda, …’e ait maluliyet raporu mahkemece davalılara tebliğ edilmemiştir. Savunma yapma ve bilirkişi raporlarına itiraz etme veya beyanda bulunma hakkı verilmeden Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak davalılar aleyhine hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu nedenle mahkemece bilirkişi raporlarının davalılar vekiline (vekillik ilişkisi sona ermiş ise asilin kendisine) tebliğinin yapılarak, davalı tarafça savunma yapılmasına ve raporların incelenmesine olanak sağlanması gerekirken raporlar tebliğ edilmeden aleyhine hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz dilekçesinin feragat nedeni ile (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin davacılar lehine hükmedilen maddi tazminatlara dair temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün miktar itibariyle kesin olması nedeniyle REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı … yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı … yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 05/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.