Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/19277 E. 2018/10315 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19277
KARAR NO : 2018/10315
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalılardan …’in malik olduğu, … sigortalı … sevk ve idaresindeki aracın 26/11/2011 tarihinde işe gitmek için yol kenarında servis beklemekte olan müvekkiline çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralanıp sol bileğinin kırıldığını, kaza nedeniyle müvekkilinin rapor almak zorunda kaldığını işe gidemediğini bundan dolayı işten çıkarıldığını, evdeki işlerinin de aksadığını, ruhsal bunalıma düştüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak üzere (… şirketi açısından poliçedeki sorumluluk miktarı ile sınırlı olmak üzere) tedavi için ödenen 1.144,50 TL’nin ödeme tarihinden itibaren, işe gidememesi ve evdeki işlerini de yapamaması nedeniyle mağdur olduğundan şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren, 30.000,00 TL manevi tazminatın (… şirketi hariç) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili ile davalı … … A.Ş vekili ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı … … A.Ş
hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, … … hakkında istenilen tedavi giderine ilişkin talebin reddine, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 1.744,25 TL maddi tazminatın davalılar … ile …’den 26/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, maddi tazminatta fazlaya ilişkin talebin reddine, yukarıda belirtilen 1.744,25 TL maddi tazminattan 1.388,90 TL’lık kısmından da davalı … … A.Ş’nin diğer davalılar … ve … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna, ancak … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 8.000,00 TL manevi tazminatın 26/11/201 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davalılar … ve … vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava Borçlar Kanunu’nun 46 ve 47. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54,56) gereğince bedensel zarara uğranılması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
BK.’nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi
tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, zenginleşme sonucunu doğuracak şekilde manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar … olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalılar … ve … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 71,10 TL fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar … ve …’e geri verilmesine 08/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.