Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/19204 E. 2018/11706 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19204
KARAR NO : 2018/11706
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 4.12.2018 Salı günü taraflardan gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın yaya murise çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin anne ve babası olup destekten yoksun kaldığını, cenaze ve defin gideri yaptığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı anne ve baba için ayrı ayrı 500,00’er TL maddi tazminat ile 500,00 TL cenaze ve defin giderinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile taleplerini destekten yoksun kalma tazminatı bakımından toplam 26.963,00 TL, cenaze ve defin gideri bakımından toplam 4.700,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 26.963,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 1.000,00 TL’sine dava tarihi olan 24/06/2014 tarihinden 25.963,00 TL’sine de ıslah tarihi olan 05/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ve 4.700,00 TL cenaze ve defin giderinin 500,00 TL’sine dava tarihi olan 24/06/2014 tarihinden ve 4.200,00 TL’sine ıslah tarihi olan 05/06/2015 tarihinden itibaren
işleyecek ticari faizi ile davalı … şirketinden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-1086 sayılı HUMK’nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK’nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda davacılar ihtiyari dava arkadaşı olduğu halde, mahkemece hüküm fıkrasında her bir davacı için ayrı ayrı tazminata hükmedilmesi yerine tek 26.963,00 TL’ye hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, hesap bilirkişi raporunda toplam destek tazminatı 26.463,00 TL olarak belirlendiği halde, mahkemece gerçek zarar aşılarak 26.963,00 TL destek tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
2- Kabule göre de;
a)Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir
kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
6100 Sayılı HMK 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda muris yaya olup davalı ise murise çarpan aracın zorunlu trafik sigortacısıdır. Mahkemece kusur hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Hükmün gerekçesinde ise Yargıtay emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere davacılar, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarından, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinden doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusur davacılara yansıtılamayacağından, davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatından müteveffanın kusuru oranında indirim yapılmadığından bahsedilerek hesaplanan tazminatın tamamından davalı … sorumlu tutulmuştur.
Davaya konu trafik kazasıyla ilgili ceza dosyasında keşif sonucu polisten aldırılan bilirkişi raporunda yaya muris asli kusurlu, davalıya zorunlu trafik sigortalı araç sürücüsü kusursuz, dava dışı kurum tali kusurlu bulunmuş, mahkemece davalıya zorunlu trafik sigortalı araç sürücüsü sanığın olayda kusuru bulunmadığından CMK’nın 223/2-c maddesi gereği beraatine hükmedilmiş, hüküm temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında yerel mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. Zira HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları tek taraflı kazada murisin sürücü olmasına ilişkin olup somut olayda ise muris işleten ya da sürücü olmayıp, yaya konumundadır. Zorunlu trafik sigorta şirketi ise işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlenmekte olup, işleten de sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Bu durumda mahkemece alanında uzman bir bilirkişiden alınacak rapor ile tüm dosya kapsamına göre tarafların olaydaki kusur oranları hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenip yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve somut olaya uymayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
b)6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar.
Somut olayda … İl Müftülüğü tarafından müzekkere cevabında kaza tarihi itibariyle örf ve adetlere göre, 300,00 TL’si mevlit okuma ve mevlit şekeri, 3.000,00 TL’si yemek ve çay masrafı olmak üzere kefen, yıkama, tabut yapımı, mezar kazma ve defin giderinin toplam 4.200,00 TL olduğu bildirilmiştir. Mahkeme gerekçesinde dosya kapsamına göre davacıların 4.700,00 TL cenaze ve defin giderine hak kazandığı belirtilmiş ve bu miktara hükmedilmiş ise de; yapılması zorunlu olan masrafların niteliği dikkate alındığında müzekkere cevabında bildirilen 3.300,00 TL’lik kısmın cenaze ve defin giderinden sayılmadığının gözetilmemesi de doğru değildir.
3-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2-a,b) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı lehine BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.