Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/19120 E. 2018/11707 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19120
KARAR NO : 2018/11707
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı ve davalı … vekilince temyiz edilmiş, davalı … vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 4.12.2018 Salı günü davacı ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve maliki olduğu aracın murisin yolcusu olduğu traktöre arkadan tam kusurlu olarak çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin eşi ve çocukları olup destekten yoksun kaldığını, murise ait traktörün hasar gördüğünü, hasarın giderilmesi süresince traktörün getirisinden mahrum kalındığını, cenaze, defin gideri yapıldığını, dava dışı zorunlu trafik sigorta şirketince müvekkillerine yapılan 110.121,00 TL ödemenin yetersiz olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş … için 10.000,00 TL manevi, 5.000,00 TL destek tazminatı, 1.000,00 TL cenaze-defin gideri, 500,00 TL traktör hasarı ve kazanç kaybı, davacı çocuklar için ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi, 6.000,00’er TL destek tazminatı, 750,00 TL traktör hasarı ve kazanç kaybının kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle taleplerini traktör hasarı, kazanç kaybı ve değer kaybı yönünden toplam 6.016,10 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 1-Küçük çocuklar Sinem ve … velayeten kendisine asaleten …’na 31.025,89 TL yoksun kalma tazminatının 10.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Küçük çocuklar … ve …
… velayeten kendisine asaleten …’na 6.146,16 TL defin gideri ve maddi tazminatın 10.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Küçük çocuk … için 7.000,00 TL, … için 7.000,00 TL, … için 8.000,00 TL manevi tazminatın 10.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında (aşağıdaki bentlerde belirtilen hususlar dışında) bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm, davalı … vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK’nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK’nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
6100 Sayılı HMK 26. maddesine göre hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Somut olayda dava dilekçesinde fazlaya dair haklar saklı tutularak davacı eş … için 5.000,00 TL destek tazminatı, davacı iki çocuk için ayrı ayrı 6.000,00’er TL destek tazminatı
olarak toplam 17.000,00 TL destek tazminatı talep edildiği ve destek zararı yönünden ıslah talebinde bulunulmadığı halde, mahkemece talep aşılarak tüm davacılar için toplam 31.025,89 TL destek tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi; davacılar ihtiyari dava arkadaşı olduğundan hüküm fıkrasında her bir davacı için ayrı ayrı maddi tazminata hükmedilmesi yerine, tek maddi tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre de;
a)Dava dilekçesinde açıkça değer kaybı talep edilmediği halde, ıslah dilekçesinde talep edilen değer kaybı doğrultusunda mahkemece 1.800,00 TL değer kaybına da hükmedilmiş ise de, başlangıçta talep edilmeyen değer kaybı kaleminin ıslah yolu ile talep edilmesi mümkün olmadığından, değer kaybı talebinin reddi yerine yanılgılı şekilde kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
b) İki taraflı trafik kazasında destek traktörde yolcu konumunda olup davacılar karşı aracın tam kusurlu olduğunu iddia ederek karşı aracın sürücü ve malikinden tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece ATK’dan alınan bilirkişi raporunda davalı sürücü Kamuran arkadan çarpmaktan %80 oranında kusurlu, yolcu muris kendi can güvenliğini emniyete almadan nizamlara aykırı olarak traktör üzerinde seyahat etmekten %10 oranında kusurlu, murisin yolcusu olduğu traktörün dava dışı sürücüsü ise idaresindeki traktöre nizamlara aykırı olarak araç dışına yolcu bindirdiğinden %10 oranında kusurlu bulunmuştur.
Mahkemece hükmün gerekçesinde davalı …’ın ATK raporuna göre asli ve kusurlu olduğu, dosyada herhangi bir hakkaniyet indirimi yapılmasını gerektiren bir durum tespit edilmediğinden bu yönde bir uygulamaya gidilmediğinden bahsedilmiştir. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda kusur indirimi yapıldığı belirtilmiş ise de, kimin kusurunun indirildiği veya kusurun indirilip indirilmediği rapor kapsamında denetlenemediğinden, bu nedenle de hükmün bozulması gerekmiştir.
Ayrıca ATK raporuna göre yolcu muris kendi can güvenliğini emniyete almadan nizamlara aykırı olarak traktör üzerinde seyahat etmekten %10 oranında kusurlu bulunmuş, ceza dosyası kapsamından murisin kaza sonucu yere düştüğü, ölüm nedeninin boyun kırığı ve kafa travması olduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52.(818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince Dairemiz uygulamalarına göre müterafik kusur nedeniyle indirim oranı %20 olduğundan, yolcu muris yönünden
%10 daha indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
4-Bozma neden ve şekline göre davalı … vekilinin maddi vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
5-Davacı çocuklar … ve …’nin adlarının gerekçeli karar başlığında yazılmaması mahallinde düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm, davalı … vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3-a,b) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı … lehine BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı … vekilinin maddi tazminat vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı … yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 974,60 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’a geri verilmesine 04/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.