Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/19042 E. 2018/11667 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19042
KARAR NO : 2018/11667
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili,01/01/2009 tarihinde, müvekkilinin de içinde olduğu … plakalı aracı sevk ve idare eden davalı …’in alkollü olarak neden olduğu tek taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin sakatlığı ve basketbol kariyerinin etkilenmesi nedeni ile uğradığı maddi zararlar için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılarından, ayrıca 50.000,00 TL manevi tazminatında davalı …’den tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini toplam 341.681,25 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile; 170.817.81 TL’nin olay tarihi olan 01/01/2009 tarihinden itibaren her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın da olay tarihi olan 01/01/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nın 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet
kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucunda yaralanma nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı, yılbaşı gecesi alkol alarak arkadaşları ile birlikte eğlenirken markete gitmek için alkollü olan arkadaşı davalı …’ın aracına binmiş ve meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda yaralanmıştır. Dosya kapsamından, olayda hatır taşıması olduğu gibi alkollü olduğunu bildiği arkadaşının idaresindeki araca binmekle davacının müterafik kusuru olduğu da anlaşılmıştır. Mahkemece karar verilirken isabetli şekilde hatır taşıması ve müterafik kusur bulunduğu kabul edilmiş ancak hesaplanan tazminat miktarından bu nedenlerle %25 er oranında indirim yapılmıştır.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat miktarından Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması ve %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, yazılı şekilde, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi olarak %25 er oranında indirim yapılmak suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar BK m. 46/I’de “iktisaden mahrum kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zararlar” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik
geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır. Hatta bu kişiler ihlâl fiili neticesinde işlerinden tamamen de çıkarılabilirler.
Vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ekonomik geleceğin sarsılması özellikle mesleği nedeniyle bazı kişiler bakımından ayrıca önem arz etmektedir. Örneğin, vücut bütünlüğü ihlâl edilen bir sinema sanatçısının, halkla ilişkiler bölümünde çalışan bir kişinin yüzünde sabit bir iz kalması bu kişilerin çalışma güçlerinde fiilen bir eksiklik meydana getirmemekle birlikte iş bulmalarını imkânsızlaştırabilecek, zorlaştırabilecek ya da kariyer olarak yükselmelerine engel olabilecektir. Bu gibi durumlarda zarar gören ekonomik geleceği sarsılarak zarara uğratılmış olur (Oğuzman Kemal / Öz Turgut, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. B, İstanbul 2009, s. 562).
Somut olayda davacı vekilince, kaza tarihinde 20 yaşında olup üniversitede öğrenci olan ve kariyer sahibi basketbolcu olan davacının kaza sonrasında maluliyeti nedeni ile ekonomik geleceğinin sarsılmasına dayalı olarak da maddi tazminat talep edildiği görülmüştür.
Dosya kapsamından, zarar gören davacının 20 yaşında üniversite öğrencisi ve Türkiye Basketbol Federasyonuna kayıtlı lisanslı basketbolcu olduğu, halihazırda İTÜ okul takımında basketbol oynadığı anlaşılmış olup kaza nedeni ile oluşan maluliyeti sebebi ile davacının ekonomik geleceğinin sarsılma durumunun bulunduğu açıktır.
Bu durumda, davacının yaptığı işin özelliği göz önüne alındığında, davacının tek gözünü kaybetmiş olmasının etkileri değerlendirilip gerekli araştırma yapılarak davacının yaralanması nedeni ile ekonomik geleceğin sarsılması sonucu oluşan zararın uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
4-Bozma ilamının neden ve şekline göre davacı vekilinin, reddedilen maddi tazminata ilişkin vekalet ücretine dair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin reddedilen maddi tazminata ilişkin vekalet ücretine yönelik bulunan temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.