Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/19030 E. 2018/9641 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/19030
KARAR NO : 2018/9641
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; davacının desteğinin sigortası bulunmayan araçta geçirdiği trafik kazası sonucunda vefat ettiğini belirterek 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş yargılama sırasında talebini yükseltmiştir.
Davalı … vekili; …’nın sorumluluğu poliçe limiti dahilinde Zorunlu Trafik Sigortası bulunmayan araç sürücüsünün kusur oranı ve gerçek zarar miktarı ile sınırlı olduğunu, davacının alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 14.250,78 TL tazminatın 1.000,00 TL sine dava tarihinden geriye kalan 13.250,78 TL sine 17/06/2015 tarihinden itibaren işleyerek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.maddesi gereğince ihdas edilen … Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte Güvence Hesabının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davalı …’nın sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli
belgelerle birlikte …’na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır. Böylece mahkemece hükmedilen tazminatların tamamına temerrütün oluştuğu dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, dava dilekçesi ile talep edilen kısma dava tarihinden itibaren, ıslahla arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/II maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan ” 1000 TL sine dava tarihinden geriye kalan 13.250.78 TL sine 17.06.2015 tarihinden itibaren” ibarelerinin hükümden çıkarılmasına, yerine “dava tarihinden itibaren” ibarelerinin eklenmesine ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 731,02 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.