Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/18987 E. 2018/10483 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18987
KARAR NO : 2018/10483
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davacıların murisi …’nın Türk Ekonomi Bankası’ndan bireysel kredi kullandığını ve akdettiği 21.08.2013 tarihli 209.464.86 sertifika no’lu 30.000,00-TL teminat tutarlı, 19.08.2013 tarihli 209.434.99 sertifika no’lu 50.000,00-TL teminat tutarlı güvenli hayat sigortası sözleşmeleri ve 21.08.2013 tarihli 209.469.91 sertifika no’lu 30.000,00-TL teminat tutarlı yıllık pratik hayat sigortası sözleşmesi ile sigortalı olduğunu, davalının söz konusu sözleşmeler uyarınca tazminat ödemekle mükellef olduğunu, muris …’nın geçirdiği kalp krizi neticesinde 09.11.2013 tarihinde hayatını kaybetmesi üzerine davacıların başvurusuna davalının şubat 2012 tarihinde alınan sağlık kurulu raporunda murisin kroner arter hastalığı mevcut olduğunun tespit edildiğini, sigorta başlama tarihinden önce oluşan bu rahatsızlığın sigorta yapılmasına esas teşkil eden sağlık beyanı formunda beyan edilmediğini, Hayat Sigortası genel şartları sözleşmenin yapılması sırasında beyan yükümlülüğü maddesi uyarınca tazminat taleplerini reddettiğini, davalının tazminat taleplerini reddetmesinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu, sigorta sözleşmelerinin akdedilmesinde davacıların murisinin kasıt derecesinde kusur atfedilecek herhangi bir menfi davranışının olmadığını, banka ve davalının gerekli özeni göstermediğini, davacı hakkında araştırma yapmayarak basiretli tacir gibi davranmadığını beyanla 130.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların ilgili sigorta poliçesine dayalı olarak talepte bulunabilmesi için öncelikle dain-i mürtehinin açık muvafakat vermesi gerektiğini, mahkemece tespit olunacağı üzere müteveffanın sağlığında muhtelif sağlık kuruluşlarında uzun süreli ve yatarak tedavi görmesine ve sigorta poliçesi tanzimi öncesinde ameliyat ve operasyon geçirmiş olmasına rağmen bu durumları müvekkil sigorta şirketinden gizlediğinin sabit olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar vekilinin 20946991 nolu katılım sertifikalı 21.08.2013 başlangıç tarihli yıllık pratik hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin ilgili sözleşmelere yönelik yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının diğer sözleşmelere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; TEB A.Ş. … Şubesinin dain-i mürtehin kaydı bulunup, TEB A.Ş. … Şubesi yazı cevabı ile; rehin alacağının devam ettiğini, sigorta bedelinin banka alacağı tutarında bankaya ödenmesi kaydıyla davaya muvafakat ettiklerini bildirilmiş olup TEB A.Ş. … Şubesi tarafından davaya şartlı muvafakat verildiğinden ve şartlı muvafakat geçerli bir muvafakat olarak kabul edilemeyeceğinden davacının aktif dava ehliyeti olmadığı gözetilmeksizin, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde esastan reddedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; sonuç itibarı ile davanın reddine dair verilen karar isabetli olup, bu yanılgınının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmemiştir. Davanın aktif husumet yokluğundan reddedilmesi gerekmesine göre; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi gereğince davalı vekili lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş olup yukarıda açıklanan gerekçeyle hükmün gerekçesi değiştirilerek ve hükmün 4. bendindeki 12.800,00 TL nispi ibareleri hükümden çıkarılarak yerine 1.500,00 TL maktu ibaresi eklenerek 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın gerekçesi değiştirilerek ve hükmün 4. fıkrasındaki 12.800,00 TL nispi ibareleri hükümden çıkarılarak yerine 1.500,00 TL maktu ibaresi eklenerek hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 13/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.