Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/18957 E. 2018/9700 K. 30.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18957
KARAR NO : 2018/9700
KARAR TARİHİ : 30.10.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 06/12/2009 tarihinde davacının yolcu olduğu araç ile dava dışı aracın çarpıştıklarını, yapılan soruşturma ile davalı Belediyenin asli kusurlu bulunduğunu, olay günü davalı semt pazarı kurdurmasına rağmen, yollarda gerekli işaretlemeleri ve yönlendirmeleri yapmaması sebebiyle; karşı aracın istikametinde semt pazarı olması sebebiyle karşı istikametten gelen araçlara tahsisli yola girmesiyle bu kazanın oluştuğunu, İdare Mahkemesine yapılan başvuru ile davanın görev yönünden reddine karar verildiğini, davacının kaza nedeniyle %10 malul kaldığını, davacının kazadan evvel … firmasında çalıştığını, aylığının 1.061,00 TL olduğunu; sakat kalması sebebiyle sürekli iş gücü kaybı olduğunu, tedavi süresinde kazanç kaybı olduğunu beyanla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş; maddi tazminat talebini 19.151,74 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili, yetki itirazında bulunarak, zamanaşımı def’inde bulunarak; kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın, maddi tazminat
talebi yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne, 19.151,74 TL maddi tazminatla, 30.000,00 TL manevi tazminatın, 22/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalı idare aleyhine semt pazarı kurulması nedeniyle yolda gerekli işaret ve düzenlemeleri yapmaması nedeniyle trafik düzenini ve güvenliğini sağlama sorumluluğuna (hizmet kusuruna) dayanılarak açılan tazminat istemine ilişkindir.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davaya o hukuk sistemine dâhil yargı mercilerinden hangisinde bakılacağını ifade eder.Uyuşmazlığa hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı KTK.nın 7/a maddesinde; karayollarında mal ve can güvenliği yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırma görevleri verilmiş bulunmaktadır. Bu görevin 2918 sayılı Yasada verilmiş olması bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı idarenin Özel Hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğurmaz. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Esasen 2918 sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin 85. vd. maddelerinde araç işletenin sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilir” düzenlemesi yer almaktadır.
Dava dilekçesindeki ifadeye göre, aynı konuda, … İdare Mahkemesi’ne açılan 2012/1673 E-… K sayılı
davada adli yargı yolunun görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği, bildirilmiş olmakla birlikte, idari yargıdaki dava ve sonucu ile ilgili mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile işin esası hakkında karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemece yapılması gereken iş, öncelikli olarak dava konusu olay hakkında … İdare Mahkemesi’nin … E-2012/1756 K sayılı dosyasında görülüp sonuçlandırılan dava sonunda verilen görev ret kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması; eğer idari yargıda verilip kesinleşmiş görevsizlik kararı mevcut ise eldeki uyuşmazlık yönünden idari yargı yolunun görevli olduğu gözetilerek, derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (UMK m. 19/I), dosyayı kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi’ne göndermek, bu mahkemece verilecek kararı bekleyerek sonucuna göre karar vermek; şayet idari yargıda verilen karar kesinleşmemiş ise, bu kez de HMK’nın 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK’nın 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 30/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.