Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/18822 E. 2018/10112 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18822
KARAR NO : 2018/10112
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, 22.02.2014 tarihinde, yaya olan müvekkiline ters yönden gelen plakası belirsiz bir aracın çarparak müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 06.07.2015 tarihinde talebini 43.690,00 TL’ye artırmıştır.
Davalı vekili, davacı tarafından yaralanmasının trafik kazası sonucu olduğunun ispat edilemediğini, müvekkilin tazminatı gidermek zorunluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile 43.690,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Mahkemece, YYÜ Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. … başkanlığında alanında uzman iki hekimin de katılımıyla oluşturulan heyetten alınan raporda, davacının “Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü”ne göre meslekte kazanma gücü kayıp oranı %43 olarak tespit edilmiş ve tazminat hesabı bu rapor esas alınarak düzenlenmiştir.
Diğer yandan dosya arasına getirtilen soruşturma dosyasında, davacının tedavi amaçlı hastaneye 22.02.2014 tarihinde başvurduğunda adli rapora göre ilk olarak yaralanmasının nedenini düşme olarak beyan ettiği, sonrasında kolluk güçlerine kendisine araba çarptığını söylediği, ifadesinde kendisine çarpan aracın şoförünün kendisini evine bıraktığını belirtmesine karşın aracın plakasını bilmediğini söylediği, bu şekilde davacının çelişkili beyanlarda bulunduğu, kolluk güçlerince olay yerinde yapılan araştırmada bir sonuç elde edilemediği anlaşılmıştır.
Mahkemece davacının yaralanmasının nedeni tam olarak aydınlatılmadan ve kaza tarihi 22.02.2014 itibariyle yürürlükte olan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre maluliyet raporu alınmadan yazı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
O halde mahkemece, Adli Tıp Kurumundan, davacının yaralanmasının trafik kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda rapor alınması şayet trafik kazasından kaynaklanmış ise kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.