Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/18788 E. 2018/10109 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18788
KARAR NO : 2018/10109
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 20.02.2011 tarihinde, davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu(ihtiyari) mali mesuliyet sigortacıları oldukları araçların çarpışması sonucu, araçların birinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi tazminatın (davalı Ergo Sigorta’nın manevi tazminat klozu var ise) tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …ye karşı açılan davanın husumet nedeni ile reddine, davalı …, Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi ve Euroka Sigorta …ye karşı açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.954,90 TL’nin, davalı …’den kaza tarihinden itibaren, 1.259,90 TL’nin diğer davalı … ile birlikte müşterek ve müteselsilen, Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi ve Euroka Sigorta …den dava
tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile (her üç davalı arasında tahsilde tekerrür olmaması şartı ile) davacıya ödenmesine, Euroko Sigorta A.Ş.’ye karşı açılan manevi tazminat davası hakkında, poliçede böyle bir kloz bulunmadığından, karar verilmesine yer olmadığına, davalı … ve Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi’ne karşı açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL’nin davalı …’den kaza tarihinden itibaren, Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2015 yılı için 2.080,00 TL’dir.
Temyize konu kararda, temyiz eden … aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.954,90TL’nin olay tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay’ca da temyiz dilekçesinin reddine karar verilebilir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … vekilinin aşağıdaki (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için
gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ).
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4-Davalı … vekilinin manevi tazminat yönünden takdir edilen vekalet ücretine dair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin maddi tazminata ilişkin temyiz istemlerinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenle davalı … vekilinin manevi tazminata ilişkin vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … geri verilmesine 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.