YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18737
KARAR NO : 2016/4192
KARAR TARİHİ : 04.04.2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının kaskoladığı aracın, davalı …’nin bakım ve onarımından sorumlu olduğu yolun aşırı çamurlu olması nedeniyle kayarak kaza yaptığını ve hasar gördüğünü, sigortalılarına 6.340,00 TL. hasar bedelini ödeyip haklarına halef olduklarını, rücuen tahsil amacıyla idari yargıda açılan davada görevsizlik kararı verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, ödenen bedelin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davada idari yargının görevli olduğunu, kazanın oluşumunda idarenin kusuru olmadığını, dava dışı … Yapı AŞ’ye ait inşaat alanından çıkan hafriyat kamyonlarının sokağa çamur taşıması ve yolun yağışlı havada kayganlaşması nedeniyle kaza olduğunu, kazada kusurun bu şirkete ait olduğunu, Belediye tarafından bu şirkete 2012 yılında iki kez idari yaptırım kararı uygulandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile (1.970,00 TL’nin 08.08.2013’ten; 4.369,70 TL’nin 05.04.2013’ten olmak üzere) toplam 6.339,70 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalı idare aleyhine yola dökülen aşırı çamurun temizlenmemesi sonucu yolun kayganlaşması nedeniyle bakım ve yapım hususunda trafik düzenini ve güvenliğini sağlama sorumluluğuna (hizmet kusuruna) dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davaya o hukuk sistemine dâhil yargı mercilerinden hangisinde bakılacağını ifade eder.Uyuşmazlığa hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Bir kamu hizmeti görmekle yükümlü davalı idareye 2918 sayılı KTK.nın 7/a maddesinde; karayollarında mal ve can güvenliği
yönünden gerekli işaretlemeleri yaparak önlemleri almak ve aldırma görevleri verilmiş bulunmaktadır. Bu görevin 2918 sayılı Yasada verilmiş olması bunun ihlali nedeniyle oluşacak zarardan dolayı idarenin Özel Hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucunu doğurmaz. Hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar yönünden idare aleyhine tam yargı davasının idari yargı yerinde açılması gereklidir. Esasen 2918 sayılı Yasanın hukuki sorumluluğa ilişkin 85. vd. maddelerinde araç işletenin sorumluluğu bu yasa kapsamı dışında tutulmuştur.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesinde “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi’nin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilir ” düzenlemesi yer almaktadır.
Dosya kapsamına göre, aynı konuda, … 4. İdare Mahkemesi’ne açılan davada 2013/2272 E.-1864 K. Sayılı karar ile adli yargı yolunun görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemece, eldeki uyuşmazlık yönünden idari yargı yolunun görevli olduğu gözetilerek, derdest bulunan dava dosyasındaki yargılamayı durdurmak suretiyle (UMK m. 19/I), dosyayı kül halinde yargı yolu uyuşmazlığının çözümlenmesi açısından Uyuşmazlık Mahkemesi’ne göndermesi, bu mahkemece verilecek kararı bekleyerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar vermiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 4.4.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.