Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/18702 E. 2018/9882 K. 31.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18702
KARAR NO : 2018/9882
KARAR TARİHİ : 31.10.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, 12/11/2006 günü sürücü … yönetimindeki, diğer davalı …’ye ait … plakalı araç ile … stikametine doğru giderken … çarptığını ve ölümüne sebebiyet verdiğini, davacılardan Ayşe’nin ölenin eşi Ali’nin ise oğlu olduğunu, olay neticesinde ailenin inanılmaz üzüntü ve acılar yaşadığını, kedere boğulduklarını belirterek ölenin eşi Ayşe için 20.000,00 TL, oğlu Ali için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 35.000,00 TL manevi tazminat talep ettiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ortaklaşa ve zincirleme davalılardan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; davanın Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını, reddini talep ettiklerini, trafik kazasının oluşumunda davalı işletenin hiç bir kusurunun olmadığını, sürücü konumda olan …’ın da kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını, tazminat miktarının fahiş olduğunu, bu fiyatın sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, zamanaşımı itarazlarının kabulü ile davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; davanın Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını, davalı sürücünün kusurunun bulunmadığını, zamanaşımı itarazlarının kabulü ile davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacının davasının kısmen kabulü ile davacılardan Ayşe için 7.500,00 TL, diğer davacı … için 7.500,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın 12/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmişe; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece bu hususta karar verilmemiş olması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 31/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.