Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/18692 E. 2018/9940 K. 31.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18692
KARAR NO : 2018/9940
KARAR TARİHİ : 31.10.2018

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 31/03/2011 günü meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını ve tedavisinin halen devam ettiğini belirterek davacının kalıcı işgöremezliği oluşma ihtimali nazara alınarak şimdilik 10.000,00 TL iş göremezlikten kaynaklanan gelir kaybının davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 18.04.2014 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebini 33.160,00 TL’ye yükselterek, bu tazminata kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 05/05/2014 havale tarihli dilekçesi ile davalı …Ş. ile maddi tazminat talebi hakkında toplam 45.279,00 TL karşılığında uzlaşma sağlandığını belirterek, maddi tazminat talepleri yönünden davalı … şirketi hakkında açtıkları davadan feragat ettiklerini, davalı şirketin de ekli protokol gereğince feragati kabul edip yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmeyeceğini belirterek davanın maddi tazminat talepleri yönünden konusuz
kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve sigorta şirketi dışındaki davalıların dava açılmasına sebebiyet verdiklerinden ve dava tarihi itibariyle haklılığı dikkate alınarak bu davalılar yönünden lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, manevi tazminat yönünden talepleri devam ettiğinden dava dilekçesinde talep edilen manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan tahsiline karar verilmesini, manevi tazminat yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti ile maddi tazminat yönünden davalı … şirketinden alınan 1.000,00 TL’yi aşan yargı giderlerinin yine davalı … ve Bekir’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkisizlik kararı verilmesini, aksi halde kazanın oluşumunda sürücü müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, talep edilen maddi-manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, ceza yargılaması sonucunda verilen kararın davalı tarafça temyiz edildiğini ve henüz kesinleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … şirketi, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile maddi tazminat davasının feragat nedeni ile reddine, 7.500,00 TL manevi tazminatın 31/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar Tuncay ve Bekir’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, dair karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ile davalılar … ve Turgay Bostancı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalılar … ile … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.3-Davacı vekili 05/05/2014 havale tarihli dilekçesi ile davalı …Ş. ile maddi tazminat talebi hakkında toplam 45.279,00 TL karşılığında uzlaşma sağlandığını belirterek, maddi tazminat talepleri yönünden davalı … şirketi hakkında açtıkları davadan feragat ettikleri anlaşılmıştır.Mahkemece maddi tazminat talebinden feragat nedeniyle davalılar … ile Turgay Bostancı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Somut olayda hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp; davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiştir. Esasen dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle, feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat yönünden anılan bu davalılar lehine davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ile … vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle manevi tazminat yönünden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,(3) nolu bentte açıklanan nedenlerle maddi tazminatın ücreti vekalete yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasında yer alan “Bu davada davalı … ve Bekir kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden,reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca belirlenen 3.979,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine” ibaresinin hükümden çıkartılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 484,30 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar … ve …’den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 31/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.