Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/18579 E. 2018/9887 K. 31.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18579
KARAR NO : 2018/9887
KARAR TARİHİ : 31.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı Güvence Hesabı tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 16.12.2012 günü Ünye istikametine seyir halinde iken Liman Işıklı kavşağına geldiğinde sürücü ..’nun sevk ve idaresindeki.. plakalı aracın kırmızı ışıkta durmayarak, Limandan gelip stad istikametine geçmek isteyen ..’ın sevk ve idaresindeki.. plakalı aracın ön kısmı ile çarpması neticesinde ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davacıların oğlu ve kardeşi olan müteveffa …’un ..’ın sevk ve idaresindeki .. plakalı araçta yolcu olarak bulunurken kaza neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın ölmeden önce montaj mermer ustası olarak çalıştığını ve günlük 110,00 TL yevmiye aldığını, oğullarının ve kardeşlerinin vefatı ile davacıların yaşam boyu destekten yoksun kaldıklarını belirterek … ve .. için 70.000,00’er TL, diğer davacılar için ise 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar.. mirasçıları ve.. mirasçıları vekili; davacıların davasını kabul etmediklerini, davacıların amacının afaki, abartılı zenginleşme olduğunu, kazaya karışan..plakalı aracın maliki olarak görünen müteveffa ..’nun 05.10.2012 tarihinde vefat ettiğini, muris ..’nun ölümü itibariyle miras borca batık olduğundan kayıtsız şartsız .. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/15 Esas 2013/47 Karar sayılı kararıyla mirasın reddedildiğini, kazaya karışan ..5 plakalı aracın maliki olan .. mirasçıları hem de araç sürücüsü müteveffa.. mirasçıları miraslarını kayıtsız şartsız ayrı ayrı reddettiklerini belirterek herhangi bir kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacılar … ve ..’un maddi tazminat taleplerinin kabulü ile, davacı Zahide için 45.213,88 TL, davacı … için 41.296,89 TL maddi tazminatın 12/02/2013 itibaren işleyecek ve hesaplanacak ticari faizi ve poliçe limitleri dahilinde olmak üzere, davalı Güvence Hesabından alınarak davacıya verilmesine, davacıların, davalılar.. mirasçıları ve .. mirasçılarına karşı açmış oldukları maddi ve manevi tazminat davasının HMK nun 150/1 maddesi gereğince 10/12/2013 tarihi itibari ile işlemden kaldırılmasına ve HMK’nun 150/5 maddesi gereğince 10/03/2013 tarihi itibari ile açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu hüküm davalı Güvence Hesabı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2- Bozma şekline göre davalı Güvence Hesabı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
T.C. Anayasası’nın 36/1 maddesinde “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK’nun 27. maddesinde “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re’sen gözetmesi gerekir.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemeler içinde, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının tebliğine ilişkin düzenleme de yer almaktadır. 6100 sayılı HMK’nun 280/1. maddesi “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir” hükmünü amirdir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Somut olayda; hükme esas alınan tazminat hesabına dair bilirkişi raporunun davalı Güvence hesabı vekiline tebliğ edilmediği görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, 17.02.2015 tarihli bilirkişi raporunun usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve rapora karşı varsa itirazlarını bildirmesinin sağlanması, itirazlarının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Güvence Hesabı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Güvence Hesabı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Güvence Hesabına geri verilmesine 31/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.