Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/18117 E. 2018/9890 K. 31.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/18117
KARAR NO : 2018/9890
KARAR TARİHİ : 31.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
İHBAR OLUNAN : Mustafa Daşdemir

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davacının askerlik görevini yapmakta iken 10/07/2012 tarihinde idareye ait araçta er sürücü ..’in sevk ve idaresinde bulunan araçta görevli olarak taşınırken meydana gelen kazada yararlanarak malul kaldığını belirterek, maluliyeti nedeni ile ekonomik geleceğinin sarsılmasından dolayı fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davaya bakma görevinin idare mahkemesinin olduğunu, tazminattan sorumlu olmadıklarını, tazminatın fahiş olduğunu ve davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 50.413,28 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 10/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, davacının yolcu olmasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği veya Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda mahkemece Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan aldırılan ve Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre düzenlenen raporda davacının vücut genel çalışma gücünden %10,3 oranında kaybettiği, 9 ay geçici işgöremez halde kaldığı belirlenmiş ve bu rapor esas alınarak hesaplama yaptırılmış olup davalı taraf yargılama sırasında maluliyet raporuna itiraz etmiştir. 10.7.2012 kaza tarihi itibari ile Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlükte olup kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre rapor düzenlenmesi ve bu raporun hükme esas alınması isabetli olmamıştır.
Bu durumda mahkemece davacının “Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne uygun şekilde maluliyet oranının ve geçici işgöremezlik süresinin tespiti için aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak, sonucuna göre (davalı lehine oluşan kazanılmış haklar da gözetilerek) hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı … genel bütçeye dahil olup, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/J maddesi uyarınca harçtan muaf olmasına rağmen, hükmedilen harç miktarından sorumlu tutulması doğru değildir.
4- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin maddi ve manevi tazminat miktarı ve vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı lehine BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin maddi ve manevi tazminat miktarı ve vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 31/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.