Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/17261 E. 2016/881 K. 25.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17261
KARAR NO : 2016/881
KARAR TARİHİ : 25.01.2016

MAHKEMESİ :………Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, davacının kusurunun bulunmadığı, davalı sürücünün asli kusurlu olarak meydana gelen kazada davacının yaralandığını, vücudunun bir çok yerinde kemik kırıklarının oluştuğunu kırıkların hayat fonksiyonlarına etkisinin 4.derece olduğunu, 5 ay iş göremez halde kaldığını maluliyeti %19.1 olsa da davacının yüksek mimar olduğu işgücü kaybının %100’e yakın olduğunu zira sinir kas sistemi zedelenen ortopedik denge ve uyumu bozulan müvekkilin çizim yapma imkanının tamamen ortadan kalktığını, davacının uzun süre tedavi gördüğünü, koltuk değneklerine bağımlı hale geldiğini, bu durumun mesleki yaşantısını sekteye uğratmasının müvekkilini bunalıma sürüklediğini belirterek 100.000,00 TL manevi tazminatın 01.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek artan oranlardaki avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davanın İdare Mahkemelerinin görülmesi gerektiğini, meydana gelen kazada kurumun kusurunun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, müvekkilinin kazada kusuru bulunmadığını, davacının içerisinde bulunduğu aracın sürücüsü olan…..’ın asli kusurlu olduğunu, davacının iddialarının mesnetsiz ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın 01.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal
faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve davalı … vekili’nin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden inceleme,
2)Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davacının yaralanma derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3)Davacı vekili, dava dilekçesi ile manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek artan oranlarda avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmişken, kazaya neden olan davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın iş makinesi greyder olması nedeniyle talep gibi avans faizine karar verilmesi gerekirken yasal faize karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4)Davalı … vekili’nin temyiz itirazları yönünden inceleme;
Davalı … yargılama harcından muaf olduğu halde sorumlu tutularak aleyhine hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu benttlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ve hükmün BOZULMASINA, 25/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.