Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/17022 E. 2018/9326 K. 18.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17022
KARAR NO : 2018/9326
KARAR TARİHİ : 18.10.2018

MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davalı şirkete ait aracın müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, 04/06/2009 tarihinde … ‘ün sevk ve idaresindeki aracın karıştığı kazada yaralanan dava dışı … ‘ya poliçe gereğince toplam 75.488,12 TL tazminat bedeli ödendiğini, davalı şirkete ait araç sürücüsünün alkollü şekilde araç kullanmış olması nedeniyle rücu şartlarının oluştuğunu müvekkili şirket tarafından ödenen 75.488,12 TL’nin davalı şirketten tahsili için … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile % 40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüne, davalı tarafın …İcra Müdürlüğünün 2011/4313 sayılı dosyasındaki itirazının 75.488,12 TL asıl alacak, 5.422,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 80.911,08 TL üzerinden iptaliyle takibin devamına, yasal şartları oluşmamakla icra inkar tazminat talebinin reddine,
karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp,
değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-
Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 1. fıkrasında; “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır” düzenlemesine; aynı maddenin 4. fıkrasında ise “iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir” düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda; dava dışı …’nın yaralandığı olayın SGK müfettiş tahkikat raporlarında iş kazası olarak kabul edildiği anlaşılmıştır.
…İş Mahkemesinin 2011/457 esas sayılı dosyası ile SGK tarafından işveren şirket ve davacı … şirketine karşı rücu davası açıldığı anlaşılmıştır.
İfade olunan tüm bu hususlar karşısında; sebepsiz zenginleşmenin önüne geçilebilmesi bakımından, dava dışı SGK Başkanlığı tarafından,… İş Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının sonuçlanmasının beklenmesi; bu davadaki hükümler ile 5510 sayılı Kanundaki düzenlemeler de dikkate alınarak sözü edilen dosyanın eldeki davaya etkisi üzerinde durularak SGK’nın ödediği bedellerin hesaplanacak tazminattan düşülüp düşülmeyeceği ve düşülecekse miktarının ne olacağı konusunda, gerekirse ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı şirket tarafından dava dışı yaralanan …’ya 12.02.2010 tarihinde kaza nedeni ile ödeme yapılarak feragatname alınmış, ardından davacı … şirketi tarafında da 01.04.2010 tarihinde ve 05.11.2010 tarihinde dava dışı …’ya dava konusu ödemeler yapılmıştır. Mevzuat hükümlerine göre zorunlu mali sorumluluk
sigortasına ihbar gerekli ise de; kazadan yaklaşık 10 ay sonra ödeme yapan davacı … şirketinin, sigortalısına bu konuda başvuru yapıp kaza ile ilgili bilgi almadan, kaza nedeni ile ilgili yapılan herhangi bir ödeme olup olmadığı hususunda araştırma yapmadan dava dışı yaralanan kişiye ödeme yapması davacı … şirketi açısından kusur sayılıp bunun sonucu davalıya yükletilemez. Olay nedeni ile davalı şirket tarafından dava dışı …’ya yapılan ödemenin mahiyeti ve miktarı araştırılarak varılan sonuca göre mahsup edilip edilmiyeceğinin de değerlendirmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.