Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/17010 E. 2018/10366 K. 08.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/17010
KARAR NO : 2018/10366
KARAR TARİHİ : 08.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacılar vekili; 06.09.2005 tarihinde davalı …’ya ait, davalı … sevk ve idaresinde bulunan araç ile müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan aracın karıştığı kaza nedeni ile davacının at arabasının hasar gördüğünü ve davacının yaralandığını belirterek at arabasına ait aracın hasarı için 500,00 TL, iş gücü kaybı için 900,00 TL maddi tazminat ile 8.600,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş 08.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 5.557,23 TL daha yükseltmiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat yönünden 6.957,23 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı mirasçılarına verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir. Aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davaya konu trafik kazası 16.09.2005 tarihinde gerçekleşmiştir. Dava konusu olayda 5237 sayılı TCK’nun 89/1-4 ve 66/1-e maddeleri uyarınca, trafik kazasında birden fazla kişi yaralandığından, öngörülen ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Olayda gelişen durum bulunmayıp, dosya kapsamında alınan hesap bilirkişi raporu uyarınca dava 08.06.2015 tarihinde ıslah edilmiş olup, temyiz eden davalılar tarafından süresi içerisinde 10.06.2015 tarihinde ıslah zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. O halde, mahkemece 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olmasına göre, mahkemece ıslah edilen kısım yönünden temyiz eden davalıların ıslah zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 08/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.