Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/16887 E. 2018/10281 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16887
KARAR NO : 2018/10281
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili 26/09/2008 tarihinde, Uşak yakınlarında, davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile … plakalı aracın kazaya karıştığını, meydana gelen kazada Tuncay …’nın yaralandığını, … ’nın vefat ettiğini, kaza tarihinde kazaya karışan … plakalı aracın geçerli bir Karayolu Yolcu Taşımacılık Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası bulunmadığından hak sahiplerinin yapmış olduğu başvuru üzerine müvekkili kurum tarafından inceleme başlatıldığını, yapılan inceleme neticesinde sürücü-araç maliki …’in kullandığı aracın kaza tarihinde geçerli bir Karayolu Yolcu Taşımacılık Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası bulunmadığını, hak sahiplerine ödenmesi gereken tazminat tutarının … mirasçıları için teminat limitleri doğrultusunda 100.000,00 TL, yaralı Tuncay …’ya da maluliyet oranı %20 üzerinden 20.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini ve … mirasçılarına toplam 100.000,00 TL, malul kalan Tuncay …’ya maluliyet oranı nispetinde 20.000,00 TL ödeme yapıldığını, kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü maliki işleteni …’in meydana gelen kaza sebebi ile müvekkiline karşı Borçlar Kanunu ile düzenlenmiş olan haksız fiil hükümlerine
göre ve Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre objektif sorumluluk hükümlerine göre sorumlu bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün 2012/2018 sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve dayanaksız itirazının 120.000,00 TL asıl alacak ve ferileri yönünden iptaline ve takibin devamına, borçlunun %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, … tarafından rücuen tazminat istemine ilişkin açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava dışı ihbar edilen … tarafından dava konusu bedelin davacı tarafa ödenmesi nedeniyle, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş, yapılan yargılama giderlerinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakameleri Kanununda;
“Madde 331- (1) Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.”
AAÜT 6. maddesinde ise;
“2 Madde 6 – (1) Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” denilmektedir.
Somut olayda davacı … vekili tarafından 27.05.2015 havale tarihli dilekçe ile yargılamanın 8. Celsesinden önce, davanın ihbar olunan …
tarafından yapılan ödeme nedeniyle konusuz kaldığı bildirilmiş olup, davacı … tarafından kazaya karışan aracın …. de zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası olduğu halde gerekli ve yeterli araştırma yapılmadan ödeme yapıldığı anlaşıldığından davacı taraf bu davayı açmakta haksız olup, yukarıda belirtilen madde hükümleri gereğince davalı taraf lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 07/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.