Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/16883 E. 2018/5662 K. 30.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16883
KARAR NO : 2018/5662
KARAR TARİHİ : 30.05.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dilekçesinde; davacının konutunu davalı şirkete sigorta ettirdiğini, 16.07.2014 tarihinde yağan yoğun ve şiddetli yağış nedeniyle taşınmazında hasar meydana geldiğini, eksper tarafından yapılan değerlendirme sonunda duvardaki yetersizlik ve somut olayın herhangi bir teminat maddesi ile ilişkilendirilememesi nedeniyle tazminat ödenemeyeceğinin davacıya bildirildiğini, duvarın onaylı imar projesine uygun yapıldığını, yer kaymasının teminat kapsamında olduğunu, çatlağın gün geçtikçe çoğaldığını, komşu taşınmazların zarar görme ihtimalinin bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 5.000,00-TL maddi tazminatın 16.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu duvarda yapısal kusur bulunduğunu, bu nedenle zararın teminat kapsamında olmadığını, taşınmazda eksper çalışması yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava konut sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
1-Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/l maddesi uyarınca davalının tüketici sayıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin
tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu, aynı Yasa’nın 73/1.maddesi gereğince tüketici işleminden kaynaklı davalara Tüketici Mahkemelerince bakılacağı, Yasa’nın 83/2.maddesinde de diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi 6502 sayılı Yasanın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından, 6502 sayılı Yasanın 3/l, 73/1 ve 83/2 madde hükümleri uyarınca; uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemesi görevli olup, Mahkemece, ayrıca tüketici mahkemesi var ise görevsizlik, yok ise davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Taraflar arasında düzenlenmiş geçerlilik tarihi 26.06.2014-26.06.2015 olan sigorta poliçesinde ek sözleşme maddeleri bölümündeki düzenleme ile davacının konutunun (bahçe ve çevre duvarları da dahil) davalı … tarafından yer kayması sonucunda oluşacak rizikolarını da kapsar şekilde sigorta örtüsüne alındığı görülmektedir.
Mahkemece istinat duvarında ve bahçe duvarında meydana gelen hasarın duvardaki projelendirme ve yapım hatalarından kaynaklandığı, bu nedenle dava konusu zararın sigorta poliçesi kapsamında olmadığı yönünde düzenlenen bilirkişi raporlarına göre davanın reddine karar verilmişse de, varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Davalı … ile 26.06.2014-26.06.2015 tarihlerini kapsar konut sigortası yapıldığı, poliçede “Dahili Su, Kara Taşıtları Çarpması, Hava Taşıtları Çarpması, Yangın Mali Sorumluluğu, Grev, Terör, Enkaz Kaldırma, Kira Kaybı, Alternatif İkamet Masrafı, Bina Sabit Tesisat Hırsızlık”ın teminat altına alındığı, ek sözleşme ile sel, su baskını, yer kayması, deprem bina ve temellerin de teminat kapsamına alındığı, bina Sigorta bedeli içerisine bahçe ve çevre duvarlarınında dahil edildiği, ortak kullanıma tabi olanlar için sigortacının sorumluluğunun sigortalının söz konusu kıymetler üzerindeki hissesi oranında olup her halükarda bina sigorta bedeli ile sınırlı olduğu, sel ve su baskını klozunda yağışlar ve meydana gelen sel veya su baskının riziko konusu kıymetlerde doğrudan sebep olacağı zararların teminata ilave edileceği belirtilmiştir.
Mahkemece poliçe klozları irdelenmeksizin yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
O halde, poliçe klozları değerlendirilerek ve önceki bilirkişi raporlarıda gözönüne alınıp sigortalıya atfedilecek kusurun olup olmadığının üzerinde durulup sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle resen, (2) nolu bentte açıklanan nedenler davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.