Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/16449 E. 2018/8998 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16449
KARAR NO : 2018/8998
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; 01/08/2011 tarihinde davalı …’e ait olup, diğer davalı …’in sevk ve idaresindeki kamyonet ile yanında müvekkili … ve ikiz kardeşi … olduğu halde, aşırı hız nedeniyle davalı …’in direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, daha sonra yolun karşı tarafına geçerek sağ tarafta bulunan dere yatağına girip takla attığını, olay sonucu araç içerisinde bulunan müvekkili …’nin ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını, kardeşi … ‘nin ise vefat ettiğini, kaza sonrası tutulan tutanakta olayda …’in asli kusurlu olduğunun belirlendiğini, müvekkilinin meydana gelen kazada ağır yaralandığını, hayati tehlike geçirdiğini ve mesleki kazanma gücünde azalma meydana geldiğini, müvekkilinin bu olay nedeniyle 3 kez ameliyat olmak zorunda kaldığını, dalağının alındığını, dalağının alınması nedeniyle müvekkilinin kalıcı iş göremezlik sonucu ile karşı karşıya olduğunu, kardeşini kaybetmesi nedeniyle yıkılmış durumda olduğunu, bu nedenle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin kalıcı işgücü kaybı nedeniyle uğramış olduğu
şimdilik 1.000,00 TL zararının, olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararlar nedeniyle 75.000,00 TL manevi tazminatın davalılar Taha ve … ‘den müştereken ve müteselsilen tahsilini, talep etmiştir
Davalılar vekili; müvekkilleri aleyhine açılan davayı kabul etmediklerini, kazanın meydana gelmesinde müvekkili Taha’nın kusuru bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarlarının son derece fahiş miktarlarda olduğunu, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51 (eski Borçlar Kanunu’nun 42 ve 43.) maddeleri gereğince; takdiren %20 oranında indirim yapılmak sureti ile davacı … için 62.260,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara belirtilen miktarlarda verilmesine, bu bedele davalı … Anonim Şirketi yönünden poliçe limiti dahilinde dava tarihi olan 21/09/2011 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 01/08/2011 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacı … için daha önce ödenen 10.000,00 TL’de dikkate alınarak belirlenen 17.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/08/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara belirtilen miktarlarda verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin
sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda davacı …, Savcılık ifadesinde aracın arka koltuğunda oturduğunu, emniyet kemeri takmadığını ve araç sürücüsünün aşırı hızlı olduğunu, beyan etmiştir. Davacılar İsmet ve Zeynep’in aynı kazada vefat eden … yönünden … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talepli açmış olduğu davada, ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 13.09.2012 tarihli raporda kaza sırasında ön koltukta oturan …’ye emniyet kemerini takmayarak kendi can güvenliğini tehlikeye attığı için %15 oranında kusur izafe edilmiş, yine … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dava dosyasında ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 02.01.2013 tarihli raporunda, “kendisi takmadığı gibi, yolcularına da emniyet kemeri taktırmayan sürücü … yönetimindeki kamyonet ile seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda meydana gelen olaydaki dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla, asli kusurludur”, müteveffa yolcu … “kendi ölümü ile sonuçlanan olaydaki tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışı ile tali kusurludur” şeklinde düzenlenmiş, her iki raporda da davacı … yönü ile kusur izafesi yapılmamıştır.
6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1. maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.
Davacı … meydana gelen kazada yolcu olup, kusursuzdur. Davacının araç içinde nizamlara aykırı ve kendi can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde emniyet kemeri takmayarak yolculuk yapması ise sürüş kusurlarından olmayıp, hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilebilir. Ancak somut olayda davacı … 15 yaşındadır, kaza sırasında aracın arka koltuğunda oturmaktadır ve sürücü tarafından emniyet kemeri takması konusunda uyarılmamıştır. Müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için davacının emniyet
kemeri takmamasının meydana gelen zararı artırıcı bir etkisinin olması ve bu durumun ispat edilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, mahkemece, davacı …’un emniyet kemeri takmamasının, yaralanmasında ve zararın artmasında başlıca etken olduğu ispatlanamadığı halde müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Davacı … kaza tarihinde … Meslek Lisesi Elektrik Elektronik Bölümü 1. sınıf öğrencisidir. Öğrenimine devam ederek … Üniversitesi Elektronik Teknolojileri Bölümünü kazanmıştır.
Somut olayda, hükme esas alınan tazminat raporunda davacının asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Davacı …’un mezun olduğunda mezun olduğu uzmanlık alanına uygun iş bulma durumuna göre elde edebileceği gelirin saptanması için emsal gelir araştırması yapılması, okuduğu bölümden mezun bir kişinin mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirinin ne kadar olacağı, gibi hususların araştırılması, bu tespitlerden sonra davacının belirlenen geliri üzerinden maddi tazminat hesaplaması yaptırılması gerekirken, asgari ücret kadar gelir elde edeceği varsayımına dayanan bilirkişi raporuna göre eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.