Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/16155 E. 2018/8982 K. 11.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16155
KARAR NO : 2018/8982
KARAR TARİHİ : 11.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı tarafın işleteni ve sürücüsü aracın karıştığı kazada müvekkilinin yaralandığını, bu kazadan dolayı müvekkilinin sağ böbreğinde laserasyon meydana geldiğini, müvekkilinin yaralanmasında davalı …’ün araç sürücüsü, davalı …’nin ise araç işleteni olarak sorumluluğu bulunduğunu, müvekkilinin kazada yaralanmış olması nedeniyle büyük acılar çektiğini, psikolojisinin olumsuz olarak etkilendiğini belirterek 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilinin %100 kusurlu olduğunda dair kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu, davacının kazadan dolayı herhangi bir maluliyetinin ve uzuv kaybının olmadığını, sadece 5 gün yatarak tedavi olduğunu, 50.000,00 TL tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilin meydana gelen kazada yaralandığını açıklayıp manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece; davacının sağ böbreğinden yaralandığı, hastanede 5 gün yatarak tedavi gördüğü, sonrasında 20 gün yatakta istirahat verildiği, tanık anlatımları ile de sabit olduğu üzere hastane çıkışından sonra yaklaşık 2-3 ay evinde yattığı, işten çıkarıldığı, evin geçimini temin edemez hale geldiği, her ne kadar iyileşmiş ise de kaza sonrası ağrı ve kısa süreli çalışması esnasında yorgunluk oluştuğu, kazadan önceki performansını yakalayamadığı, psikolojik olarak da kazanın etkisinde kaldığı, araba sürerken tedirginliğinin devam ettiği, bu hali ile manevi yönden zarar gördüğü gerekçesi ile talebin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup manevi tazminat da bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi/Şube Müdürlükleri veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli kabul edilmemiştir.
Eldeki davada, mahkemece davacının sağ böbreğinden yaralandığı ve manevi yönden ızdırap çektiği tanık anlatımları sabit kabul edilmiş ve manevi tazminatın takdiri ise bu veriler dikkate alınarak yapılmıştır. Davacıdaki yaralanmanın niteliği ve iyileşme süresi, kaza ile illiyeti, kalıcı sakatlık oluşturup oluşturmadığı gibi unsurlar manevi
tazminatın takdirinde önemli yer tutmakta olup mahkemece bu konuda araştırma yapılmadan karar verilmesi isabetli değildir.
O halde mahkemece, yukarıda verilen hukuksal bilgiler dikkate alınarak Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’ndan/Şube Müdürlüklerinden veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarından davacının maluliyeti olup olmadığı, yaralanmasının niteliği, iş güçten kalma ve iyileşme süresinin ve gördüğü tedavilerin tespiti bakımından kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır.
3-Davalılar vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 11/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.