Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/16132 E. 2018/5660 K. 30.05.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/16132
KARAR NO : 2018/5660
KARAR TARİHİ : 30.05.2018

MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı …-Fatma ve … vekili ve diğer davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; şirketleri nezdinde … Mamulleri Ltd. Şti. adına sigorta edilen iş yerinin davalıların maliki bulunduğu binanın 7. ve 2. katında bulunan pis su gider borularının 13/06/2011 tarihinde tıkanması sebebiyle su taşması ve taşan suların sigortalı yere sirayet etmesi sonucu hasarlandığını, bu hadise sebebiyle müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısına eksper raporu ile tespit olunan 33.474,00-TL hasar tazminatının 02/08/2011 tarihinde ödendiğini, su basması hadisesinin davalıların maliki
bulunduğu bina kusuru sebebiyle meydana geldiğinden sigortalılarına ödemek zorunda kaldıkları bedel olan 33.474,00-TL’nin ödeme tarihi olan 02/08/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak T.C. Merkez Bankası avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sigorta ettirenin kiracısı olduğu 1 nolu bağımsız bölüm olan asma katlı dükkanın maliki olduğunu, binanın tamamının maliki olmadığını, zarara neden olan olayın müvekkillerinin maliki olduğu daireden kaynaklanmadığını, zarara neden olan olayın binanın yağmur suyu tahliye borularının tıkanması nedeniyle meydana geldiği belirtildiğinden, somut olayda müvekkillerinin tek başına zarardan sorumlu olduğunun kabul edilemeyeceğini Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 4 ve 20. maddeleri de göz önüne alınarak davanın tüm kat maliklerine karşı açılması gerektiğini beyanla, davacının haksız ve dayanaksız taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibari ile davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hüküm; davacı vekili, davalı …-Fatma ve … vekili ve diğer davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- 1086 Sayılı HUMK’nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK’nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Ayrıca; 1086 Sayılı HUMK’nun 45. maddesi ile 6100 Sayılı HMK’nun karşılık 166. maddesi uyarınca, asıl ve birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı bir dava olup, asıl ve birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Yukarıda belirtilen ilkeler gözardı edilerek, infazda tereddüt oluşturacak şekilde asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması doğru görülmediğinden, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekili, davalı …-Fatma ve … vekili ve diğer davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı …-Fatma ve … vekili ve diğer davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı, davalı …, … ve Ayşe Adile Kunter ile diğer davalılara geri verilmesine 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.