Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/15970 E. 2015/12722 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15970
KARAR NO : 2015/12722
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 17.08.2014 tarihinde davalı … şirketine ZMMS’li sürücü … idaresindeki … plakalı aracın tek taraflı tamamen sürücünün kusuru ile meydana gelen kazada müvekkilinin belden aşağısı felç (malul) olacak şekilde yaralandığını, davalı … şirketine müracaat ettiklerini 121.851,00-TL ödeme yaptığını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirterek işgücü kayı için 1.000,00-TL, bakıcı gideri için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davacı asil Kayseri Adliyesi ön büroya 03.04.2015 tarihli dilekçe ile davadan feragat etmiştir.
Mahkemece, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2918 sayılı KTK’nin hem işletenleri, hem de onların hukuki sorumluluğunu üzerine alan zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bağlayan emredici nitelikteki 111. maddesinin 1. fıkrasında bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu belirtilmiş 2. fıkrasında ise “Tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir” hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü gibi madde, ibranamenin iptali için zarar görene yetersizlik, zarar verene de fahişlik iddiası ile iptal hakkı tanımış, iptal sebebi olarak da objektif bir unsur olarak bu yetersizliğin veya fahişliğin açıkça belli olması halini kabul etmiştir. Bu durumdan anlaşılacağı gibi, maddede gabini düzenleyen BK’nin 21. maddesinde öngörülen mutazarrırın müzayaka halinde olması veya hiffetinden yahut
tecrübesizliğinden istifade edilmiş olması gibi halleri aranmamış diğer bir deyişle sübjektif unsurlara yer verilmemiş, BK’de öngörülen gabinin şartları aranmaksızın sadece açıkça yetersizlik veya fahişlik objektif unsurunun yeterli olacağı kabul edilmiştir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, davadan feragat edilmiş olması noktasında toplanmaktadır.
Davacı …, 03.04.2015 tarihinde vekilini azletmiş ve Kayseri Adliyesi önbüroya verdiği dilekçe ile davasından feragat etmiştir. Davacı 03.04.2015 tarihinde yeniden aynı avukatı vekil tayin etmiştir. Davacı vekili temyiz dilekçesi ile davacının hile ve tehdit ile davadan feragat ettirildiğini belirtilmesi nedeniyle feragatin geçerli olup olmadığı hususunda araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle ve davacının yargılama aşamasında tazminat miktarı belirlenmeden doğmamış hakkından feragat etmiş olması mümkün olmamasına, 2918 sayılı Yasanın 111. maddesi gereğince ödenen tazminat olup olmadığının araştırılarak ödemenin varlığı halinde bu ödeme ile aktüerya raporu ile belirlenecek tazminat miktar arasında açık nispetsizliğin bulunması halinde sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.