Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/15616 E. 2018/8287 K. 26.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15616
KARAR NO : 2018/8287
KARAR TARİHİ : 26.09.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, müvekkillerinin oğlu … ‘nın yolcu olduğu, sürücü …’ın yönetimindeki araç ile otobüsün kaza yapması sonucunda …’nın vefat ettiğini, desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, 16.9.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava değerini bilirkişi raporu doğrultusunda davacı baba için 14.264,37 TL, davacı anne için 15.236,40 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davadan önce … ‘nın vefatı nedeniyle hesaplanan tüm tazminatın davacılara ödenmiş olduğunu, bu nedenle sorumluluğunun kalmadığını, anılan kazada müterafik kusur, hatır taşıması gibi indirim sebepleri olup olmadığının da irdelenmesini, var olduğu tespit edilir ise bu hususlarda tazminatta indirim yapılması gerektiğini belirterek neticede davanın reddini savunmuştur.
Davalı vekili, 24.7.2013 tarihli dilekçesi ile, davacılara yapılan herhangi bir ödeme olmadığını belirtmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile toplam 29.500,77 TL’nin 13.03.2012 tarihinden
itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak 14.264,37 TL’nin davacı …’ya, 15.236,40 TL’nin davacı …’ya verilmesine dair karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı …ş. vekili yargılama aşamasındaki savunmalarında, müteveffa Ali’nin kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, ceza yargılaması sonucu verilen karar incelendiğinde; davacıların katılan sıfatı ile verdikleri ifadelerde dava dışı araç sürücüsü … ‘ın kaza günü müteveffayı gezdirdiği şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır. Mahkemece karar verilirken davalı vekilinin
hatır savunması hakkında değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, ceza yargılama dosyası ve soruşturma (dosyası) belgeleri de dosya arasına getirtilerek hatır taşıması bulunup bulunmadığı, %20 oranında hatır indirimi yapılıp yapılmaması hususu tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesine (818 sayılı BK 44) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Davalı taraf, davacının sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği araca binmesi nedeniyle müterafık kusurlu olduğunu savunmuştur. Mahkemece, indirim uygulanmamıştır.
Somut olayda, araç sürücüsü dava dışı … alkollü olup, müteveffa ile arkadaş olduğu, müteveffanın sürücüsünün alkollü olduğunu bildiği araca binip binmediği hususu tartışılmamıştır. Alkollü sürücünün aracına bilerek binmek zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet vermektedir.
Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi (818 sayılı BK 44) gereğince müteveffanın müterafık kusuru bulunup bulunmadığı, %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılıp yapılmaması hususu ceza dosyasında yer alan beyanlar da dikkate alınmak suretiyle tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26.9.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.