Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/15541 E. 2018/9074 K. 15.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15541
KARAR NO : 2018/9074
KARAR TARİHİ : 15.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili, davalı … ve … vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; borçlular … ve … Gıda ve Temizlik Ürünleri İnş. Deri San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında …İcra Müdürlüğü’nün 2013/23715 sayılı dosyası ile müvekkili tarafından yapılan icra takiplerinin sonuçsuz kaldığını, …1 parseldeki A Blok 3-4-21-22-25-26 nolu bağımsız bölümlerin borçlu … adına kayıtlı iken 10.07.2013 tarihinde her birinin 4.500,00 TL bedelle davalı …’ye, 178 ada 1 parseldeki D Blok 2-22 nolu bağımsız bölümlerin davalı Şirket adına kayıtlı iken 04.07.2013 tarihinde 53.000,00 TL karşılığı davalı …’e satıldığını, gerek satış tarihi zamanlaması gerekse davalıların birlikte hareket etmesi müvekkilinin alacağını ve icra takibini sonuçsuz bırakmak için temlik işlemleri yapıldığını ortaya koyduğunu, tapudaki satış bedelinin gerçek değerinin çok altında olduğunu, davalıların işbirliği ve muvazaalı bir şekilde mal kaçırmak kastıyla hareket ettiklerini ileri sürerek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili; davacının aciz vesikası bulunmadığını, müvekkilleri arasında uzun yıllara dayanan tasarruf tarihinden ve davacının alacağının doğum tarihinden çok önceye dayanan alacak borç ilişkisi bulunduğunu, taşınmazların davalı …’ın borçları karşılığı …’ye devredildiğini, tapudaki satışlarda sembolik bedel gösterilmesinin muvazaalı satış anlamına gelmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı …Şirketi; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; … sayılı taşınmazdaki A Blok 3-4-21-22 nolu bağımsız bölümlerin 10.07.2013 gün ve 8870; D Blok 2 ve 22 nolu bağımsız bölümlerin 04.07.2013 gün ve 8649 yevmiye nolu satış işlemlerinin alacak ve fer’ilerini geçmemek kaydı ile iptaline, İİK’nun 283/1. maddesine göre davacının bu taşınmazların haciz ve satışını isteyebileceğine, B Blok 25 ve 26 nolu bağımsız bölümlere ilişkin davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili, davalı … ve Sinan vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına,her ne kadar mahkemece; bedel farkı bulunması nedeniyle dava kabul edilmişse de; dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazlardan Kadir Türksever’e devredilen D Blok 2 ve 22 nolu bağımsız bölümlerin tapuda gösterilen devir bedeli 53.000,0 TL, bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri ise 95.000,00 TL olup misli fark gerçekleşmemekle birlikte; davalı 3.kişi Kadir Türksever, davalı borçlu şirketle aralarında ticari ilişki bulunduğunu ve borç verdiğini beyan ettiği, böylelikle borçlu şirketin mali durumu hakkında da bilgi sahibi olması gereken kişi olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde davalı … borçlu şirketin mali durumu ve alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerdendir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davanın İİK’nun 280. maddesi gereğince kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde bedel farkı nedeniyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmese de sonucu itibariyle doğru olduğundan davalı … vekili, davalı … ve … vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava; İİK’nın 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2. maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir. Aynı şekilde davalı borçlunun borcundan dolayı dava konusu taşınmaz cebri icra yolu ile satılması halinde de davalı 3. kişi elinde bir bedel kalır ise bu bedel ile sorumlu tutulur.
Somut olayda, dava konusu edilen B Blok 25 ve 26 nolu bağımsız bölümler 10/07/2013 tarihinde davalı borçlu … tarafından davalı 3.kişi …’ye, Sinan tarafından da 25/07/2013 tarihinde dava dışı 4.kişi … devredilmiş, davacı vekili ise; 4.kişi Berke’yi davaya dahil etmemiştir. Bu durumda sözü edilen B Blok 25 ve 26 nolu bağımsız bölümler yönünden dava bedele dönüşmüş olup; üçüncü kişi davalı …’nin bu taşınmazları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri ve alacakla sınırlı olarak bedelle sorumlu tutulması gerekirken bu taşınmazlar yönünden davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekili, davalı … ve … vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle katılma yoluyla davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; aşağıda dökümü yazılı 13.315,35 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar …, … ve …’den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.