Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/1538 E. 2015/12325 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1538
KARAR NO : 2015/12325
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

MAHKEMESİ : Erzurum 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/11/2014
NUMARASI : 2014/432-2014/753

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumet yokluğundan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortası ile sigortalı olan ….. plakalı aracın karayoludaki gevşek malzeme nedeniyle kaza yaptığını,davalının gevşek malzeme ile ilgili gerekli işaretlemeyi yapmadığını, yolun yapım, bakım ve onarımı ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle davalının, müvekkili şirketin sigortalısına kaza nedeniyle yaptığı ödemeden sorumlu olduğunu beyanla şimdilik 24.524,25 TL’nin 24.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili, kazanın meydana geldiği yolun köy yolu olduğunu, müvekkilinin sorumluluk alanında bulunmadığını, ilgili belediye sorumluluğunda bulunduğunu savunmuş ve davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu olayda, yolda gerekli trafik işaretlemelerinin yapılmamış olması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiası ile davalı aleyhine husumet yöneltilmiştir.
Görev konusu, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunludur.
K.. M..’nün de içerisinde bulunduğu kamu tüzel kişileri, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir.
O halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak K.. M.. aleyhine açılan bu davada, adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.