Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/15119 E. 2018/3282 K. 26.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/15119
KARAR NO : 2018/3282
KARAR TARİHİ : 26.03.2018

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu …’nün alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazını diğer davalı dünürü …’a sattığını belirterek, davalılar arasındaki tasarrufun muvazaa ya da terditli olarak İİK’nın 277 vd. maddeleri uyarınca iptalini talep etmiştir.Davalı …, davalı …’in dünürünün kardeşi olduğunu, muvazaalı işlem bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu …, davaya cevap vermemiş, duruşmada bir diyeceği olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile, dava konusu olan … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 122 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 11/12/2012 tarihinde …’a satılması sebebiyle davacının alacaklarını alabilmesi için dava konusu taşınmazın haczi ve satışı konusunda davacıya … 3.İcra Müdürlüğü’nün 2014/1670 E.sayılı dosyasındaki alacak ve fer’ileriyle sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalıların aynı köyde oturdukları ve davalı …’in borçlu …’in dünürünün kardeşi olması nedeniyle borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek durumda bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin muvazaalı yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.Somut olayda; davalı borçlunun alacaklısından mal kaçırmak amacıyla yaptığı muvazaalı tasarrufun Borçlar Kanunu 18 veya İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince iptali istenmiştir. Davacının bu davadaki amacı alacağına kavuşmak amacıyla borçlunun mal kaçırmak için yaptığı tasarrufların iptalini sağlamaktır. Mahkemece davacı vekilinin BK’nın 18. maddesine göre dava açtığının kabulü ile aciz vesikası sunma şartı olmaksızın İİK 283’e göre taşınmazların satış ve haczini isteyebilme hakkı bulunduğu gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı talebinin tümünün kabulü yönünde karar verildiği, reddedilen herhangi bir talebin bulunmadığı dikkate alındığında; hüküm fıkrasında kısmen kabul kısmen red şeklinde infazda tereddüt oluşturabilecek şekilde karar verilmesi uygun olmayıp bozma sebebi ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7.maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1. bendindeki “kısmen kabul kısmen reddi” ibarelerinin çıkarılarak yerine “kabulü” ibaresinin yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.561,62 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı …’dan alınmasına 26.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.