Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/14903 E. 2015/13595 K. 08.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14903
KARAR NO : 2015/13595
KARAR TARİHİ : 08.12.2015

MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2012/490-2013/88

Taraflar arasındaki tasarrufu iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan Mustafa’dan boşanma aşamasında iken, mal kaçırma amacı ile dava konusu aracını eski kayınvalidesi Behiye’ye onunda diğer davalı U. S. Bilgi Sis. ve Tekno.Tic.A.Ş’ne sattığını, bu devire ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu tasarrufun 27.06.2007 tarihinde yapıldığı, tasarrufun iptali davasının ise 04.07.2012 tarihinde açıldığı, 5 yıllık hakdüşürücü süre geçtiği bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
İİK’nin 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür.
Somut olayda, borçlu tarafından ilk tasarruf 05.07.2007 tarihinde yapılmış, dava ise 04.07.2012 de açıldığından hakdüşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.Öte yandan dava konusu aracın davalı U..S.Bilgi Sis. ve Tekno.Tic. A.Ş tarafından dava dışı S.T., onun tarafından da Nail Terziye satıldığı anlaşıldığından davacının İİK’nun 283/II maddesine göre anılan şahısları davaya dahil edip etmeyeceği yada bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceği sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemece,bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazıl şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.