Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/14446 E. 2018/3261 K. 26.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14446
KARAR NO : 2018/3261
KARAR TARİHİ : 26.03.2018

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı … şirketine Endüstriyel İşyerim Yangın Paket Sigorta Poliçesiyle sigortalı olan, … Tekstil İm. San. Ltd. Şti.’nin … Mah…. adresinde bulunan işyerinin 04/07/2014 tarihinde aşırı yağış sonrası, davalının maliki, bakım ve onarımından sorumlu olduğu ana kanalizasyon şebekesinin tıkanıp geri tepmesi, taşması, alt yapıda mevcut hatalar, yetersizlikler vs. sonucu sızan sular neticesinde hasara uğradığının tespit edildiğini, davalı … Genel Müdürlüğünün kanalizasyon şebekesinin yetersizliği, tıkanması, suların kontrol altına alınamaması vb. nedenlerle sigortalı işyerinde meydana gelen zarar ve ziyandan sorumlu olduğunu, İşyerim Paket Sigorta Poliçesi umumi şartlarına göre tespit edilmiş olan hasar bedelinin muafiyet tenzili yapıldıktan ve sovtaj bedeli düşüldükten sonra poliçe teminatında bulunan 244.500,00 TL’nin 17/07/2014 tarihinde sigortalının banka hesabına ödendiği belirterek 244.500,00 TL hasar bedelinin ödenme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kurum Deşarj Yönetmeliğinin 10.maddesinin “m” bendi gereğince “Kanalizasyon şebekesine bağlı veya bağlanacak olan binaların bodrum katlarının atıksuları cazibe ile akıtılabilse dahi Malsahibi Müteahhit veya Apartman Yöneticisi parsel çıkış bacasında atık suyun geri gelmesini önleyecek tedbirleri almak zorundadır. Aksi takdirde binaların uğrayabilecekleri hasarlardan İdare sorumlu olmaz” denildiğini, … ili sınırları içerisinde binlerce bina bulunduğunu, davalının bunların hepsine müdahale şansının olmadığını, burada yapılması gerekenin müteahhit veya apartman yöneticisinin kendi binasını korumak için davalının koymuş olduğu kurallara ait önlemleri alması gerektiğini, bu konuda Yargıtay kararları mevcut olduğunu, iskanı olmayan ve tasdikli projeye aykırı olarak kullanma sonucu meydana gelen hasarlardan davacının sorumlu olacağını, hasar gördüğü iddia edilen işyeri sigorta poliçesinde dahili su klozunun bulunması ve bu konunun araştırılması gerektiğini, zararın 244.500,00 TL olduğunu gösteren belge olmadığını, davacı tarafın tek taraflı ve yanlı olarak tutmuş olduğu ekspertiz raporunun bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 244.500,00 TL’nin ödenme tarihi olan 17/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı … şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen davalı arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.Somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısı … Tekstil İm.San.Ltd. Şti. tüzel kişi tacir olduğu gibi, davalı da faaliyetlerini özel hukuk hükümlerine göre sürdüren tacir tüzel kişidir. Davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki ise haksız fiilden doğmuştur. Bu durum karşısında, her iki taraf da tacir olduğundan, tacirler arasındaki haksız fiilden doğan davada özel görevli mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasında da Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26.3.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.