YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14065
KARAR NO : 2018/9698
KARAR TARİHİ : 30.10.2018
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davalılar … ve … vekili, davalı …Ş. Vekili, davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 21/07/2012 tarihinde, davalı …’in maliki olduğu, diğer davalı …’in taşımacılık yaptığı, dava dışı … ‘in sevk ve idaresindeki aracın aşırı yük ve bakımsız olmasından dolayı tekerleğinin patlaması neticesinde kontrolden çıkarak devrildiğini ve karşıdan gelen bir başka araca çarparak durduğunu, davacı …’ın yolcunun ağır derecede yaralandığını, kazadan dolayı vücudunda kırıklar oluştuğunu, beyinde travmaya bağlı ödem oluştuğunu, parmaklarını ve belden aşağı uzuvlarını kullanamadığını, davacılar Ahmet ve Nebile’nin, diğer davacı …’ın anne ve babası olduğunu, Okan’ın kazadan dolayı artık çalışamaz durumda olduğunu ve bakıma muhtaç olduğunu, bu sebeple davacılar Ahmet ve Nebile’nin Okan’ın desteğinden yoksun kaldıklarını, davacıların manevi zarara uğradığını beyanla şimdilik davacı … için 4.000,00 TL geçici iş göremezlik, 4.000,00 TL sürekli iş göremezlik, davacılar Ahmet ve Nebile için 2.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 5.000,00 TL, davacılar Ahmet ve
Nebile için 3.000,00’er TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Şirketi vekili, tazminat taleplerine ilişkin sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı … yönünden; davacının maddi tazminat talebinin reddine, takdiren 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Mehmet ve Bülent’ten alınarak davacıya verilmesine, davacı … yönünden; davacının maddi tazminat talebinin reddine, takdiren 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Mehmet ve Bülent’ten alınarak davacıya verilmesine, davacı … yönünden; 6.451,07 TL geçici iş göremezlik zararının müştereken ve müteselsilen davalılar Mehmet ve Bülent yönünden olay tarihinden, davalılar Axa ve Demir sigorta yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 124.887,36 TL sürekli iş göremezlik zararının müştereken ve müteselsilen davalılar Mehmet ve Bülent yönünden olay tarihinden, davalılar Axa ve Demir sigorta yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, takdiren 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Mehmet ve Bülent’ten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar … ve … vekili, davalı …Ş. vekili, davalı …Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar … ve … vekilinin (2) numaralı bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. md.) gereğince; hukuk hakimi, kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi
kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değil ise de; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlıdır.
Somut olayda; ceza yargılamasında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 14.03.2013 tarihli raporuna göre; davacının yolcu olduğu araç sürücüsü dava dışı … asli kusurlu, davalı … minibüsün taşıyabileceği yükten fazla yük ve yolcu bindirdiği için lastik patlaması nedeniyle meydana gelen kazada asli kusurlu, karşı araç sürücüsü kusursuz bulunmuştur. Hukuk mahkemesince alınan ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 17.06.2013 tarihli raporuna göre; değerlendirme kısmında, davacının yolcu olduğu araç sürücüsü dava dışı … hızını aracın yük ve teknik özellikleriyle yol ve hava durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığından kusurlu olduğu, sonuç kısmında ise; davalı … minibüsün taşıyabileceği yükten fazla yük ve yolcu bindirdiği için lastik patlaması nedeniyle meydana gelen kazada %100 kusurlu, karşı araç sürücüsünün kusursuz olduğu belirlenmiştir.
Mahkemece, davalı …’in kazanın meydana gelmesinde hangi eylemlerinin kazaya etken olduğuna ilişkin maddi olgu tam olarak belirlenememiştir. Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporu davalı …’in %100 kusurlu olduğu belirlenmişse de öncelikle maddi olgunun belirlenmesi için ceza mahkemesince verilen kararın davalı … yönünden kesinleşmesi beklenmeli, mahkumiyet kararı yönünden verilen kararın bağlayıcı olmakla davalı …’in sorumlululuğunun bulunup bulunmadığı ayrıca değerlendirilmelidir. Hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre, “ Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin eder.“
4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Anılan Kanunun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel
Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.
Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu, yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Bu durumda aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı bulunup bulunmadığı araştırılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4- Davalı …Ş. davacının yolcu olarak bulunduğu otobüsün Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesini düzenleyen şirkettir.
Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir. Ödenecek tazminat miktarı yönünden “zarar sigortası – tutar (meblâğ) sigortası” ayrımında Zorunlu Koltuk Sigortası bir “tutar (meblâğ) sigortası”dır.
Zarar sigortasında sigortacının ödeyeceği tutar, “sigorta değeri” ya da “sigorta poliçesinde yazılı tutar” olmayıp, sigortalının ya da üçüncü kişinin uğradığı “zararın tutarı”dır. Meblâğ sigortasında ise, sigortacı, sigorta
ettirilen kişinin zarara uğraması durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen tutarı (meblâğı), başka bir deyişle, sigorta poliçesinde yazılı olan “sigorta bedelini” eksiksiz ve tam ödemek zorundadır.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile buna bağlı Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen 25.03.2004 tarihli Genel Şartlar A.3.2 maddesi 1.fıkrasında: “Bu sigorta ile teminat altına alınan bir kaza, sigortalının kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sakatlığına yol açtığı takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, sakatlık tazminatı aşağıda belirtilen oranlar dahilinde kendisine ödenir.“ denildikten sonra hangi zarar durumunda veya organ kaybında ne oranda tazminat ödeneceği (01.07.2006 tarihinden itibaren) tablo halinde gösterilmiştir.
Yukarıda verilen bilgilerden de anlaşılacağı üzere; zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası niteliği gereği geçici iş göremezlik zararını teminat altına almamaktadır. Zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı olan davalı …Ş.’nin sorumluluğunun, diğer davalıdan farklı ve ayrı olduğu gözetilerek, davacının maluliyeti nedeniyle hak edebileceği sigorta bedelinin belirlenebilmesi için öncelikle uzman bilirkişi tarafından Genel Şartlar’a ekli cetvellere göre maluliyet oranı belirlendikten sonra meblağın hesaplanması gerekirken, anılan hususlar nazara alınmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hükmün tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin davalı …’e yönelik temyiz itirazlarının, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin temyiz itirazlarının, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 30/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.