Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/13073 E. 2018/10432 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13073
KARAR NO : 2018/10432
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki asıl davada davacı ile birleşen davada davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 6.11.2018 Salı günü davacılar vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar ile davalı … vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili asıl davada; müvekkilinin davalılardan … ve …’den … 17. İcra Müdürlüğünün 2009/19752 sayılı kesinleşmiş icra takibine bağlı olarak dava tarihi itibariyle düzenlenen aciz vesikasına göre 24.431,70 TL alacaklı bulunduğunu, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri hükümlerince davalılar … ve …in müvekkili ve piyasaya olan yüksek tutarlı borçlarından ötürü haklarında açılması olası icra takiplerine engel olmak amacıyla maliki bulundukları … İlçesi Tapu Sicil Müdürlüğü’nün … Mahallesi 5/438 cilt/sayfa, 109 ada, 14 parsel de kayıtlı taşınmazı önce 27/12/2007 tarihinde davalılardan …’e ve diğer davalı … ‘a 40.000,00 TL bedelle satış işleminin muvazaa sebebiyle iptaline karar verilmesini, söz konusu taşınmazlar üzerinde alacak miktarlarının üzerinden cebri icra yetkisi tanınmasını talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili; dava konusu edilen … ilçesi Tapu Sicil Müdürlüğünün … Mah., 5/442 Cilt/sayfa, 190 ada, 18 parselde kayıtlı iki katlı kargir binanın davalılara devrine ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, iptali istenen taşınmazda müvekkilinin satış işleminde 3.kişi konumunda olduğunu, diğer davalı …’den 5/18 hisseyi satın aldığını ve bedelini de ödediğini, İİK’nın 280.maddesine göre alacaklarına zarar verme kastının bilindiği yahut bilinmesinin gerektiği iddialarının iyiniyetli 3.kişi olan müvekkili açısından sonuç doğuramayacağını, ticari bir iş yapıldığını ve nakde ihtiyacı olan şirket sahipleri ile alım satım sözleşmesi yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı tarafça…’a yapılan satış işlemlerinin muvazaalı olduğu ispat edilmemiş ve davalı tarafın beyanlarının da aksi ispat edilemediğinden asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava İİK 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali davası istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun
.haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda; mahkemece davalı vekili tarafından dosyaya devir protokolü ibraz edildiği, protokol tarihinin 2002 senesi olup, …’in ölümünden evvelki tarihe ait olduğu ve protokolde dava konusu taşınmazların hissedarı …’in hissesinin iade edilmek üzere …’e emaneten satışının yapıldığının belirtildiği, davalı tarafın beyanında bu sözleşme uyarınca vefat eden …’in çocukları ve davalılar …’a müracaat ettiğini ve bunun sonucunda tapuda devrin gerçekleştiğini beyan etmiş olup, davacı tarafça
…’a yapılan satış işlemlerinin muvazaalı olduğu ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, mahkemenin protokol kapsamına göre davalılardan … yönünden davanın ret gerekçesi doğru ise de, davalı … yönünden davanın reddi gerekçesi açıklanmamıştır.
Davalı …; davalı borçluların ortağı oldukları … Şekerleme Şirketinin avukatlığını yaptığını, davalı borçluları daha önceden tanıdığını, ayrıca dava konusu taşınmazı cafe olarak işletmek üzere yatırım amaçlı olarak devralmış olduğunu beyan ettiğine göre mahkemece davalı … yönünden dava konusu tasarrufun İİK’nun 280. maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 1.630,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.