YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/13060
KARAR NO : 2018/6761
KARAR TARİHİ : 04.07.2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve … inkar tazminatı davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının sürücüsü olduğu trafiğe çıkışı yasak olan tescilsiz aracı ile …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu kazada ölen …’nin yakınlarına 02/08/2013 tarihinde 41.480.00 TL ödeme yaptığı, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve … Yönetmeliği uyarınca ödenen alacağın rücuen tahsili için davalı aleyhine … 6. … Müdürlüğü’nün 2014/4735 sayılı dosyası ile … takibine başlanıldığı, ancak davalının haksız ve kötü niyetle borca itiraz ederek … takibinin durmasına neden olduğunundan bahisle itirazın iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, gerçekleşen kazada davalının bir kusuru bulunmadığı, kusur tespit edilse dahi müvekkilinin tam kusurlu olmadığı ve talep edilen maddi tazminatın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, aktüer bilirkişi raporunda kazada ölen …’nin eşi ve kızının ödeme tarihi itibari ile toplam destekten yoksun kalma zararlarının 61.516,93 TL olduğu belirtilmiş olup, …’nin kaza anında kask takmamış olmasından dolayı bilirkişinin hesaplamış olduğu toplam tazminat bedelinden % 10 oranında indirim yapılarak eş ve
kızın alacağı toplam tazminat miktarının 55.365,24 TL olup, davacının, davalıdan 41.480,00 TL tazminat talep ettiği gözetildiğinde davalının … takibine yaptığı itiraz yerinde olmadığından itirazın iptali davasının kabulüne, alacak likit olmadığından … inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş,hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK’nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davası olup, sigorta şirketi tarafından 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve … Yönetmeliği uyarınca ödenen alacağın rücuen tahsiline ilişkindir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında vefat edenin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
Somut olayda, karara esas alınan bilirkişi raporu hüküm vermeye elverişli değildir. Bilirkişi raporunda asgari ücret belirlenirken gerek aktif dönemde gerekse pasif dönemde asgari geçim indirimli asgari ücretin esas alınıp alınmadığı denetlenememektedir.
Ayrıca, hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir. Daire uygulamalarımıza göre desteğe iki, eşe iki, çocuğa bir pay verilmek suretiyle gelirin paylaştırılması gerekirken, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda eşe %40 yerine %45 pay
verilmesi doğru görülmemiş, yazılı olduğu şekilde hatalı hesaplama yöntemine göre belirlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınması sebebiyle hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Destek tarafından motosikletin kasksız olarak kullanılması Borçlar Kanunu’nun 44. maddesi uyarınca müterafik kusur olup bu nedenle mahkemece müterafik kusur nedeniyle tazminattan hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekmektedir. Otopsi raporu itibariyle ölümün beyin ve göğüsiçi organ yaralanmalarından kaynaklanan iç kanama ve komplikasyonlar sonucu oluştuğu dikkate alınarak hakkaniyet gereği mahkemece müterafik kusurdan dolayı %10 oranında bir indirim yapılmışsa da, daire uygulamalarımıza göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğinden bu husus da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.