Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/12851 E. 2015/11494 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12851
KARAR NO : 2015/11494
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2015
NUMARASI : 2014/509-2015/646

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davanın esastan reddi gerektiği iddiası ile davalı M.. Ö.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vergi idaresi vekili, davalı borçlu … Madeni Yağ Ambalaj Nak.Oto.San.İth.İht.Tic.Ltd.Şti.’nin hakkında 6183 sayılı Yasa uyarınca takip yapıldığını, takibi semeresiz bırakmak için ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı diğer davalı Mehmet’e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı borçlu ….. Madeni Yağ Ambalaj Nak. Oto. San. İth.İht.Tic.Ltd.Şti. vekili kesinleşmiş bir vergi borcunun olmadığını kötü niyetin olmadığını davanın reddini savunmuştur.
Davalı Menmet, taşınmazı 401.277,40 TL ödeyerek raiç bedeli üzerinden satın aldığını ve vergi borcundan haberdar olmadığını belirtmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davadan önce 01.04.2014 tarihinde davalı Mehmet tarafından dava dışı…….. Baklıyat…Ltd.Şti’ne satıldığı, davanın yeni malike karşı yöneltilmesi gerekirken yeterli özenin gösterilmediğinden hatalı olarak yanlış hasmın gösterildiğini davacının HMK’nun 124.maddessinden yararlanma imkanın bulunmadığından, taraf teşekkülü eksikliğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davanın esastan reddi gerektiği iddiası ile davalı Mehmet tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Anılan yasanın 25.maddesinde borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, borçlu ile hukiki işlemde bulunan kişi, borçludan aldığı malı üçüncü bir kişiye devrederse, alacaklı kötü niyetli dördüncü kişi veya mirascıları hakkında da iptal davası açılabilir.
Somut olayda davalı Mehmet, borçlu ile tasarrufta bulunan üçüncü kişi olarak zorunlu hasım konumunda olup dava dilekçesinde taraf gösterilmiştir. Ancak taşınmazı yargılamadan önce elinden çıkardığında alacaklı dördüncü kişi aleyhine dava açıp açmamakta özgürdür. Dördüncü kişi ihtiyari dava arkadaşıdır. Alacaklı dilerse davasını bedele dönüştürerek taşınmazın bedelinin üçnücü kişiden tahsilini, dilerse dördüncü kişiye davaya dahil ederek tüm tasarrufların iptalini talep edebilir. Nitekim davacı vekili, dördüncü kişinin davaya dahil edilmesi istemi ile bir dilekçe de vermiştir.
Bu durumda, mahkemece dördüncü kişinin davaya dahil edilmesini sağlayarak, taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar vermesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Mehmet’in temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Mehmet’e geri verilmesine 03/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.