Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/12692 E. 2017/7057 K. 20.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12692
KARAR NO : 2017/7057
KARAR TARİHİ : 20.06.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … şirketi vekili ve davacılar vekili tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –

Davacılar vekili, muris ….’ın davalıya trafik sigortalı aracı kullanırken meydana gelen tek taraflı trafik kazasında desteğin ölümü ile müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını belirterek davacı Anne … için 5.000,00 TL, davacı baba … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Davalı vekili, müvekkil şirket tarafından yapılacak ödemelerin sorumluluğunun azami limit ile sınırlı olacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile davacı … için 51.453,46 TL tazminatın ve davacı … için 54.063,45 TL tazminatın sigorta poliçesinin azami miktarı ile sınırlı olarak dava tarihi olan 03/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı … şirketi vekili ve davacılar vekili, tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı … şirketi vekilinin tüm, davacılar vekilinin asağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Hayatın olağan akışına göre 21 yaşındaki desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babaya %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay vererek yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’er pay verilmesi gerektiği, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekmektedir. Somut olayda, 24.09.2014 tarihli aktüer raporunda Dairemiz ilkelerine göre hesaplama yapılmış, hükme esas alınan 20.02.2015 tarihli ek raporunda ise davacı anne ve babayaya eksik pay oranları ile hesaplama yapılması doğru olmayıp bu yönde bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir. O halde, mahkemece Dairemiz ilkelerine uygun 24.09.2014 tarihli aktüer raporu esas alınarak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … şirketi vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın
istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 5.405,86 TL kalan harcın temyiz eden davalı … şirketinden alınmasına 20.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.