YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12614
KARAR NO : 2015/13141
KARAR TARİHİ : 02.12.2015
MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2012/388-2013/75
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının babasının kullandığı arkasında tırmık bulunan traktöre davalı şirkete zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı, davalı E.kullanımındaki kamyonun arkadan çarpması sonucunda meydana gelen kazada traktörde yolcu olarak bulunan davacı yaşı küçük V.’nin yaralandığını, ilaç, medikal malzeme ve yol gideri olarak 850,00 TL, kazanç kaybı olarak 450,00 TL ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 TL maluliyet tazminatı ile 6.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; yargılama sırasında maluliyet tazminatı talebini 12.888,89 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, gerçek zarardan poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı İ.. A.. vekili, kamyonun gerçek işleteninin kaza tarihinde dava dışı G.Seramik AŞ olduğunu, davanın husumet yokluğundan reddini savunmuştur.
Davalı E.. K.., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı İ.. A.. aleyhine açılan davanın kaza tarihinde kaza yapan kamyonun işleteni olmadığından reddine; maddi tazminat telebinin kabulü ile 12.988.89 TL maluliyet tazminatı ile 850,00 TL tedavi, yol, ilaç giderinden oluşan toplam 13.838,89 TL nin davalı I.Sigorta AŞ ve davalı E.. K..’dan tahsili ile davacıya verilmesine, davacı öğrenci olup çalışma hayatına geçmediğinden kazanç kaybına ilişkin istemin reddine; manevi
tazminat talebinin kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın davalı E.. K..’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
TC Anayasası’nın 36/1 maddesinde “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” hükmü düzenlenmiştir. Yine HUMK.nun 73. maddesi (HMK’nın 27. maddesi) uyarınca “kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikce hükmünü veremez”. Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re’sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Somut olayda, dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat, davalı sigorta şirketinin “F.Ç.Cad.D. Sok. No:8,G.,M.-İ.” adresine çıkarılmış, ancak adresten taşınmış olduğundan yeni adrese sevkedilen tebligat “K. Cad.A.Sok.No.6, Ü. -İ.” adresinde davalı sigorta şirketine tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporları ve ıslah dilekçesi ise, davalı sigorta şirketinin eski adresine tebliğe çıkarılmış, bila tebliğ iade edilmiş ancak dosya kapsamına göre adresinin değiştiği ve yeni adresinin de belli olduğu anlaşılmasına rağmen davalı sigorta şirketinin yeni adresine usulune uygun bir şekilde tebliğ edilmemiştir. Başka bir deyişle, bilirkişi raporları ve ıslah dilekçesi davalı sigorta şirketine usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmeden karar verilmiştir. Anayasanın 36., HMK 27.maddelerinde de açıklanan savunma hakkını kullanabilmesi için dava dilekçesi gibi ıslah dilekçesinin de tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Tebligat Yasası ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur. Kamu düzenine ilişkin bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı I.Sigorta A.Ş’ne geri verilmesine 2.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.