Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/12303 E. 2015/11695 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12303
KARAR NO : 2015/11695
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/01/2015
NUMARASI : 2015/10-2015/3
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı K.. M.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteklerinin içinde yolcu olduğu ve davalı sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında 5 kişinin hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde yolda ışıklı ve sesli bir trafik işaretinin bulunmaması nedeniyle davalı karayollarının da sorumlu olduğunu ileri sürerek, her bir davacı için 50.000’er TL manevi tazminatın davalı karayollarından ve her bir davacı için 7000’er TL maddi tazminatın davalılardan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda davanın ticari nitelikte olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın görev yönünden reddine, talep halinde dosyanın Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı K.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bir kamu kuruluşu tarafından, kamu yasaları uyarınca tesis yapma, yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından kaynaklanan bir yükümlülüktür. O halde, anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan zararın ödetilmesi istekleri 11.02.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararının 2. bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir. (HGK’nun 4.11.2015 tarih, 2015/17-86 E, 2015/2364 K sayılı ilamı) Yargı yolu dava şartlarından olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilmelidir.
Kaldı ki somut olayda davalı K.. M.. vekili, idari yargı mahkemelerinin görevli olduğunu, davada hizmet kusuruna dayanıldığını bildirmiştir.
Bu durumda mahkemece, davalı K.. M.. yönünden davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilip yargı yolu bakımından mahkemenin görevsiz olması nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, davalı K.. M.. yönünden de davanın ticari dava olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı K.. M.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.