Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2015/12251 E. 2016/1631 K. 15.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12251
KARAR NO : 2016/1631
KARAR TARİHİ : 15.02.2016

MAHKEMESİ :……..Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacıya ait araç ile davalının sürücüsü olduğu aracın çarpışmasıyla oluşan maddi hasarlı kazada davalının tam kusurlu olduğunu, davalının seyretmesi gereken şeridi takip etmemesi nedeniyle kazanın meydan geldiğini, bu nedenle kaza tespit tutanağında tüm kusurun davacı sürücüsüne verilmesinin hatalı olduğunu, davacı aracında oluşan 4.131,77 TL. hasar bedelinin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, kaza tespit tutanağı ile davacı sürücüsünün kusurlu olduğunun saptandığını, talep edilen bedelin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 3.075,00 TL. tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan araç hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 TL’ye çıkarılmıştır. Temyize konu kararda davacı taraf, dava konusu kaza nedeniyle oluşan araç hasar bedeli olarak 4.131,77 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş, davasını da belirsiz alacak davası olarak ya da fazla haklarını saklı tutarak açmamış, mahkemece 3.075,00 TL. hasar bedeli için davanın kabulüne karar verilmiş, davacı aleyhine 1.056,77 TL. yönünden davanın reddine hükmedilmiş olup; karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden davacı aleyhine reddolunan miktar itibariyle kesin niteliktedir.
Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Anılan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, 15.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.